Temmuz 24, 2024

Enya.. Only Time

Çoook uzaklarda olmam sizin istediklerinizi yapmama engel değil ki….Hemencecik eklerim 😃





Temmuz 15, 2024

Rashed Al Majid & Yara

Şarkıların dili, milleti, ırkı olmaz. Hissettirdiği olur değerli dostlarım 


 

 

Haziran 30, 2024

Nazım’ın Memet’i

 Evvel zaman içinde;

💫Nazım Hikmet’in bir oğlu  Memet (babasının deyişiyle) vardı.. Nazım Hikmet - Münevver Andaç çiftinin oğlu Mehmet Nâzım, 1951 yılında dünyaya geldi. Ancak Nâzım Hikmet oğlu üç aylıkken Türkiye’den ayrılmak zorunda kaldı. Mehmet Nâzım babası Nâzım Hikmet hakkında yaşamı boyunca hiçbir açıklama yapmamıştı.

♥️Nâzım Hikmet, Bulgaristan’ın Varna kentinde oğlu için yazdığı ‘Mehmet’ şiirinde ona olan özlemini şu dizelerle anlatıyordu;

Karşı yaka memleket, sesleniyorum Varna’dan, işitiyor musun?Memet! Memet! Karadeniz akıyor durmadan, deli hasret, deli hasret, oğlum, sana sesleniyorum, işitiyor musun? Memet! Memet!

💫Nâzım Hikmet 1951’de Türkiye’den ayrıldığında Mehmet Hikmet birkaç aylıktı. Nâzım “Yeşil gözlüm/ kucağında üç aylık bıraktım Memedimi/ gülmeyi az çok beceriyordu/ ona baba demeyi öğrettin mi?” diye yazmıştı.

♥️Münevver Hanım, kızı ve oğluyla 60’lı yıllara kadar İstanbul’da yaşadı. Polis baskısı, geçim derdi; hayat kolay değildi. Önce deniz yoluyla Yunanistan’a, sonra Polonya’ya göçtüler. Ardından yaşamları Fransa’da devam etti.

Mehmet Hikmet bizim için Nâzım’ın başucundaki fotoğraflarda gördüğümüz çocuktu; daha önemlisi, hasret şiirlerinde seslendiği oğlu. Sohbetimizin odağında daha çok o çocuk vardı: Babasına şiir yazan, resimler yapan.

“Nâzım Hikmet doğduğunda ona verilen ad Mehmet Nâzım. O zamanki geleneklere göre babasının adıyla da anılıyor: Mehmet Nâzım Hikmet olarak. Soyadı Kanunu çıktığı zaman Ran soyadını alıyor ama bu soyadını günlük yaşamında ve eserlerinde kullanmadı. Yurtdışına çıktığında ve Sovyet pasaportunu aldıktan sonra kullandığı resmi ad Nâzım Hikmet. Evlilik kâğıdında da ölüm kâğıdında da böyle yazar. Mehmet Hikmet ise Ran soyadını zaten almamış. Resim yaparken, sergilerinde Mehmet Nâzım adını kullanmış olabilir. Ama resmi ve bilinen doğru adı Mehmet Hikmet’tir.”

💫Münevver Hanım, Rusya’ya gidişinin ardından Nâzım Hikmet’e yüzlerce mektup yazdı. Yazdığı her mektubu numaralandırıyordu.

En son 765. mektubu gönderdi ve mektuplaşmalar onlar Varşova’ya gittikten sonra da devam etti.

♥️Her mektup kültürel paylaşımın sahnesiydi. Münevver Hanım tiyatrodan, konserlerden, sinemadan, okuduğu-çevirdiği kitaplardan ve elbette hayatından söz ediyordu. Mektupları pek çok şiire konu oldu. Örneğin İstanbul’dan bir mektubunda çocukları Gülhane Parkı’na götüreceğini anlatmıştı. 1957 tarihli Ceviz Ağacı şiiri bu mektubun ardından yazıldı. Nâzım, bir ceviz ağacının üstünden sevgilisine, küçük Mehmet Hikmet’e ve İstanbul’a bakıyordu:

Yapraklarım gözlerimdir, şaşarak bakarım  Yüz bin gözle seyrederim seni, İstanbul’u  Yüz bin yürek gibi çarpar yapraklarım  Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı’nda  Ne sen bunun farkındasın ne polis farkında.”


💫Mehmet Hikmet de babasına mektuplar yazıyor, yaptığı resimleri gönderiyordu. Bir mektubunda “Size Varşova Kalesi’ni çizdim, bakalım beğenecek misiniz?” diye soruyordu, 

💫Paris’te yaşayan ressam arkadaşı Utku Varlık, Cumhuriyet gazetesine verdiği röportajda “babasına katiyen şiir yazmadı” dese de Mehmet Hikmet’in şiir yazmayı sürdürdüğünü anlattı: “Bir gün Mehmet ‘İlginç bir Rus şair var, çevirisini sana okumak istiyorum’ dedi. Okudu, ‘müthiş, bu şairi Türkiye’de tanıtmak gerekir’ dedim ve yüreklendirdim. Sonra 10-15 şiir daha getirdi ama Rus şair diyor hâlâ… Ben anladım onun yazdığını. ‘Mehmet bu şiirler senin’ dedim. Mehmet hemen uzaklaştı şiirden ve şiirlerini saklamaya devam etti.”

♥️Bir de resimleri var tabii. Mehmet Hikmet Fransa’da sanat akademisinde eğitim almıştı ve ölümüne dek resim yaptı: Mahkûmları resmetti; padişahlar, peygamberler serisi vardı. Melih Güneş’e göre “Günümüzün Mehmet Siyah Kalem’iydi”, Utku Varlık da eserlerinde ondan etkilendiğini anlatır. Ne var ki, resimleri de bize yabancı, onları derinlemesine görme imkânımız olmadı. Yakın dostu Gündüz Vassaf’ın kitaplarının kapaklarında tablolarından detayların yer aldığı pek bilinmez. Resimleri de yeniden Türkiye’de sergilenir mi?

♥️En başta söylediğimiz gibi, susma hakkını kullandı Mehmet Hikmet. Herkesin dökülüp saçılmaya meylettiği bir çağda, yalnızca dostlarının hafızalarında iz bırakarak, sessizlik içinde gitti. Ardında büyük bir merak bırakarak. Merak, dünyaya mâl olmuş bir babanın oğlu olduğu için de değil.

Ne yaşamı ne de babasıyla ilişkisi hakkında konuşmadı. Röportaj, fotoğraf vermedi. 

14 Ekim 2018 de Fransa’da öldü.

Yakınlarınca hazırlanan Gary Copper’lı ölüm ilanında bile bir anlamda kendini sakınmayı bildi. (Alıntı)