işte benim içinde Leman SAM’ım ‘İLLA’ sı özlenenlerden.
Ekim 18, 2022
Ekim 16, 2022
DULKARI ÇOCUKLARI
Annem henüz otuz beş yaşında dul kalmış.
Mahallede herkes ona acımış on altı yaşında evlenmiş.
-Okutmadı babam ona çok yalvardım. Ebe okuluna çok istedim göndermedi derdi.
Mahallede üç kardeş adımız hep dulkarı çocuklarıydı.!
Komşu:
-Benim erikleri toplamışlar.
-Aaa dulkarının çocuklarıdır.
-Komşu benim tavukların follukta yumurtaları yok.
Kim alır ki?
-Dulkarının çocuklarıdır. Git iste parasını.
Zavallı annem ağlayarak sinirlenir bizi de döverdi.
Oysa biz bahçeden çıkmaz hep bahçemizde oynardık.
-Annem bizim yapmadığımızı bilse de sürekli bağırırdı.
-Gitmeyin kimsenin bahçesine laf getirmeyin bana.
Ablam ve ağabeyim;
-Gidelim buralardan diye ağladıkça, ben bir şey anlamazdım.
Annem;
-Bu ev dedenizden kaldı. Dul maaşıyla geçinmek kolay mı şehirde derdi.
-Üç tavuğun yumurtasını annem hep bize pişirirdi!
Sonra annem köy okulunda açılan dokuma kursuna gitmeye başlamıştı.
Kurs bitince ambarda duran tezgahı çıkardı.
Tezgah büyük annemden kalmıştı. Artık evde kilim dokunmaya başlamıştı.
Annem iki eski kilimi sandıktan çıkardı.
Kursta boyadığı yünleri ip yaptı. Komşumuz Safiye teyze, Ümmü teyze, Cennet teyze ona yardım ettiler. Onlar bu işi iyi biliyordu.
Muhtar annemin desenli kilimlerini çok beğendi.
-Fadime bunları şehire gönderelim kızım bunlar çok güzel dedi..
Annem;
-Bu desenler büyük annemin balkanlarda dokudukları desenler dedi.
İki ay sonra İstanbul'a kilimler göndermeye başladık.
-Artık anneme para geliyordu. Annem dört koyun aldı. Sütümüz yoğurdumuz artık hiç eksik olmuyordu.
-Ablam liseyi kazanınca yatılı gitti. Ağabeyim de yüksek okulu kazandı. Muhtar ona burs çıkarttı.
-Dul karı çocuklarına burs varmış. Ankara'dan onay geldi dedi.
Kaymakam Asım bey köyümüze dul ve yetimlere kömür dağıtılacağını müjdeledi.
Yıllardır dul kadın çocukları olarak aşağılanıp itilmişliğin acısı şimdi sevince dönüşmüştü.
Arap ülkelerine doğal kilimler göndermeye başlayan annem iki tezgah daha almıştı.
Üç tezgah durmadan seccade, kilim dokumaya başladı. Komşu kızları her gün dokuma için bize geliyordu.
Annem çok iyi kazanmaya başlamıştı. Artık darlık günlerimiz bitmişti. Kümesimiz tavuk hindi dolmuştu.
-Aradan yıllar geçti. Ablam çocuk doktoru ağabeyim şirket yöneticisi, bende avukat oldum.
Durumu olmayan dul kadınlardan ücret almıyorum.
Onlara Ücretsiz danışmanlık yapıyorum.
Köy Enstitülerini, köy okullarını hiç unutmadım. Sizde unutmayın.! (alıntı)
**********************
**********************
Ekim 13, 2022
GALİNA
Çok az kişinin bildiği Galina
Nazım Hikmet’in sevgilisiydi..
Nazım’ı en çok seven Galina’ydı..
Nazım Hikmet hayatı boyunca 5 kadınla sevgili oldu..
Hepsine şiirler yazmıştı, fakat
Galina için kalemini hiçbir zaman oynatmadı..
1953-1960 yılları arasında sevgili olsalar da,Nazım Hikmet hiçbir zaman Galina’yı sevemedi, dosttan öteye taşıyamadı.
Nazım Galina’ya “Galya” kısaltmasını kullanırdı.
Nazım geçirdiği bir kalp krizi sonrası kaldırıldığı hastanede Galya ile tanıştı.
Hastanede tedavisinden sonra Galya ile yaşamaya başladılar.
Galya Nazım’ın doktoru sevgilisi ve kameramanı oldu.
Nazım; köpeğiyle oynarken, daktilosunun başındayken, hasta yatağındayken, yurt dışı gezilerindeyken…
Kısaca her anını Galina kamera ile kayda almıştı.
Kamera’nın son görüntüleri bir sahil kenarında çekilmişti.
Galina orada Nazım’ı Vera’ya fal bakarken, çakıl taşları atarken ve yan yana yürürken kayda almıştı
Nazım’ın Verayı sevdiğini anlamıştı.
Daha sonra Nazım Hikmet kamerayı eline alıp Galina ve Vera’yı yan yana çekmişti.
Nazım Vera’ya aşık olunca, tekrar şiire başlamış. Tum bunları anlayan Galya yıllar sonra soyle demişti; ‘Bülbül tekrar ötmeye başlamıştı .Önemli olan da buydu.’
Galina ise hiç evlenmedi
Hayatı boyunca hep Nazım’ı sevdi
Galina 17 Şubat 2014’te;
‘Beni Nazım çağırdı. Ben gidiyorum.’ diyerek Votkinsk’te yaşama veda etti.
Bugün tüm şiirler,
Nazım bana hiç şiir yazmazdı. Vera'ya aşıktı ve ona yazıyordu diyen,
Nazım Hikmet’in şiir yazmadığı tek kadın olan Galina’ya gelsin…(alıntı)
******************************
Ekim 11, 2022
PARAYI KAZANMAK DEĞİL DE, HARCAMAK KÜLTÜR İŞİDİR.
Bir insanın ve toplumun kumaşını kazandığı parayı nelere harcadığından anlayabilirsiniz.
Gelişmiş ülkelere bakalım;
🍁İdarecileri bisikletle işine gider, küçücük dairelerde yaşarlar, dolaplarında bir kaç kıyafet, son teknoloji telefonlar, lüks arabalar ilgi alanlarında bile değil.
🍂Ama dünyada gezmedikleri görmedikleri yer yoktur, evleri kitap dolu, sergiler, festivaller, filmler, hepsini takip ederler.
Bir de bize bakalım parayı bulunca neler yapıyoruz?
🍁Önce daha büyük bir ev, yeni eşyalar, son teknoloji telefonlar alınır.
🍂Kadınlar arazi jipiyle kuaföre, alışverişe gider.
🍁150 çift ayakkabısı için özel dolap yaptırır ama evinde kütüphanesi yoktur.
🍂Gerekirse kredi çekilip düğün yapılır, maksat namımız yürüsün. Sade bir nikâhla evlilik mi olur, sonra elalem ne der?
🍁Bizde bütün vitrin elalem için, paramız elalemin beğenisine hizmet eder. Başkaları küçük dilini yutsun diye değil, kendimizi geliştirmek için para bize hizmet etmeli.
Görgüsüzlük ve şatafat insanların cehaletten kaynaklanan eksikliğini kapatma çabasıdır, başka bir şey değil.
🍁🍂🍁Ne kadar sade bir hayat tarzın varsa o kadar gelişmişsin demektir.
(Alıntıdır)