Ekim 20, 2022

Tosun Yusuf Mehmet Barış Manço:)

 

Dostlar; Doğukan Manço babası Barış Manço’nun ismi ile ilgili anlattığı ilginç hikaye şu şekilde;

“II. Dünya Savaşı sırasında amcam dünyaya geliyor, gündeme yönelik olarak ‘Savaş' ismi konuluyor. Yıllar sonra insanlar artık barış özlemiyle savaşın bitmesini beklerken babam doğuyor. Babamın ilk ismi ‘Mehmet', dedesi Mehmet Abdi Manço'dan geliyor. Halam İnci Manço'dan dinlediğim kadarıyla; 1942'de kuzenleri Yusuf Ulcay vefat etmiş, 1943'te babam doğmuş. Onu da anmak üzere babamın ismine ‘Yusuf' eklenmiş. Bu kadarla da kalmamış. 5.5 kiloya yakın doğduğu için hastanede hemşireler ‘Bunun adı Tosun olsun' demişler. Ve ismi kayıtlara ‘Tosun Yusuf Mehmet Barış Manço' olarak geçmiş. 1954'te ortaokula geçiş sınavına girerken, okulda dalga geçmesinler diye nüfus müdürlüğüne gidip ‘Tosun Yusuf' ismini çıkartmışlar.”

🍂🍁🍂🍁🍂🍁🍂🍁🍂🍁🍂🍁🍂🍁🍂🍁🍂🍁🍂🍁🍂🍁🍂🍁

Ekim 18, 2022

Ekim 16, 2022

DULKARI ÇOCUKLARI


Annem henüz otuz beş yaşında dul kalmış.

Mahallede herkes ona acımış on altı yaşında evlenmiş.

-Okutmadı babam ona çok yalvardım. Ebe okuluna çok istedim göndermedi derdi.

Mahallede üç kardeş adımız hep dulkarı çocuklarıydı.!

Komşu:

-Benim erikleri toplamışlar.

-Aaa dulkarının çocuklarıdır.

-Komşu benim tavukların follukta yumurtaları yok.

Kim alır ki?

-Dulkarının çocuklarıdır. Git iste parasını.

Zavallı annem ağlayarak sinirlenir bizi de döverdi.

Oysa biz bahçeden çıkmaz hep bahçemizde oynardık.

-Annem bizim yapmadığımızı bilse de sürekli bağırırdı.

-Gitmeyin kimsenin bahçesine laf getirmeyin bana.

Ablam ve ağabeyim;

-Gidelim buralardan diye ağladıkça, ben bir şey anlamazdım.

Annem;

-Bu ev dedenizden kaldı. Dul maaşıyla geçinmek kolay mı şehirde derdi.

-Üç tavuğun yumurtasını annem hep bize pişirirdi!

Sonra annem köy okulunda açılan dokuma kursuna gitmeye başlamıştı.

Kurs bitince ambarda duran tezgahı çıkardı.

Tezgah büyük annemden kalmıştı. Artık evde kilim dokunmaya başlamıştı.

Annem iki eski kilimi sandıktan çıkardı.

Kursta boyadığı yünleri ip yaptı. Komşumuz Safiye teyze, Ümmü teyze, Cennet teyze ona yardım ettiler. Onlar bu işi iyi biliyordu.

Muhtar annemin desenli kilimlerini çok beğendi.

-Fadime bunları şehire gönderelim kızım bunlar çok güzel dedi..

Annem;

-Bu desenler büyük annemin balkanlarda dokudukları desenler dedi.

İki ay sonra İstanbul'a kilimler göndermeye başladık.

-Artık anneme para geliyordu. Annem dört koyun aldı. Sütümüz yoğurdumuz artık hiç eksik olmuyordu.

-Ablam liseyi kazanınca yatılı gitti. Ağabeyim de yüksek okulu kazandı. Muhtar ona burs çıkarttı.

-Dul karı çocuklarına burs varmış. Ankara'dan onay geldi dedi.

Kaymakam Asım bey köyümüze dul ve yetimlere kömür dağıtılacağını müjdeledi.

Yıllardır dul kadın çocukları olarak aşağılanıp itilmişliğin acısı şimdi sevince dönüşmüştü.

Arap ülkelerine doğal kilimler göndermeye başlayan annem iki tezgah daha almıştı.

Üç tezgah durmadan seccade, kilim dokumaya başladı. Komşu kızları her gün dokuma için bize geliyordu.

Annem çok iyi kazanmaya başlamıştı. Artık darlık günlerimiz bitmişti. Kümesimiz tavuk hindi dolmuştu.

-Aradan yıllar geçti. Ablam çocuk doktoru ağabeyim şirket yöneticisi, bende avukat oldum.

Durumu olmayan dul kadınlardan ücret almıyorum.

Onlara Ücretsiz danışmanlık yapıyorum.

Köy Enstitülerini, köy okullarını hiç unutmadım. Sizde unutmayın.! (alıntı)

**********************

**********************

Ekim 13, 2022

GALİNA


Çok az kişinin bildiği Galina

Nazım Hikmet’in sevgilisiydi..

Nazım’ı en çok seven Galina’ydı..

Nazım Hikmet hayatı boyunca 5 kadınla sevgili oldu..

Hepsine şiirler yazmıştı, fakat

Galina için kalemini hiçbir zaman oynatmadı..


1953-1960 yılları arasında sevgili olsalar da,Nazım Hikmet hiçbir zaman Galina’yı sevemedi, dosttan öteye taşıyamadı.


Nazım Galina’ya “Galya” kısaltmasını kullanırdı.

Nazım geçirdiği bir kalp krizi sonrası kaldırıldığı hastanede Galya ile tanıştı.


Hastanede tedavisinden sonra Galya ile yaşamaya başladılar.

Galya Nazım’ın doktoru sevgilisi ve kameramanı oldu.

Nazım; köpeğiyle oynarken, daktilosunun başındayken, hasta yatağındayken, yurt dışı gezilerindeyken…

Kısaca her anını Galina kamera ile kayda almıştı.


Kamera’nın son görüntüleri bir sahil kenarında çekilmişti.

Galina orada Nazım’ı Vera’ya fal bakarken, çakıl taşları atarken ve yan yana yürürken kayda almıştı

Nazım’ın Verayı sevdiğini anlamıştı.

Daha sonra Nazım Hikmet kamerayı eline alıp Galina ve Vera’yı yan yana çekmişti.

Nazım Vera’ya aşık olunca, tekrar şiire başlamış. Tum bunları anlayan Galya yıllar sonra soyle demişti; ‘Bülbül tekrar ötmeye başlamıştı .Önemli olan da buydu.’

Galina ise hiç evlenmedi

Hayatı boyunca hep Nazım’ı sevdi

Galina 17 Şubat 2014’te;

Beni Nazım çağırdı. Ben gidiyorum.’ diyerek Votkinsk’te yaşama veda etti.


Bugün tüm şiirler,

Nazım bana hiç şiir yazmazdı.  Vera'ya aşıktı ve ona yazıyordu diyen,

Nazım Hikmet’in şiir yazmadığı tek kadın olan Galina’ya gelsin…(alıntı)


******************************