Dostlarım Şeyh Edebali; Osmanlı Devleti'nin kuruluş yıllarında yaşamış bir din büyüğü. Osman Gazi'nin kayınbabası ve hocası, Râbi'a Bala Hâtun'un babasıdır. Osmanlı Devleti'nin fikir babası.
Şubat 23, 2023
Şeyh Edebali (1206-1326)
Şubat 22, 2023
Mağusa limanı hikayesi nedir?
MAĞUSA LİMANI NEREDEDİR?
Mağusa limanı, jeopolitik konumu oldukça önemli olan Kıbrıs'ın en önemli limanlarından birisidir. Kıbrıs kuzey ve güney olarak ikiye ayrılmadan önce 1943 yılında bu olay yaşanır.
MAĞUSA LİMANI TÜRKÜSÜNÜN HİKAYESİ NEDİR?
Mağusa limanında hamal olarak çalışan Ali'nin hikayesidir. Teninin esmerliğinden dolayı Araplakabını almıştır. Genç yaşta evlenip bir de çocuk sahibi olan Arap Ali güçlü ve kuvvetli bir delikanlıdır. Hemen hemen her akşam işinin bitirdikten sonra meyhaneye gitmektedir. Çalıştığı limana yakın olan bu meyhanede günün yorgunluğunu atmak için bir şeyler içer ve evine öyle gider.
Yine bir gün meyhanenin yolunu tutar ve oraya gider. Bu sefer meyhaneye gittiğinde uğultu, kahkaha ve saygısız tavırlar sergileyen İngiliz sömürgesine ait 7 Hint askerlerini görür.Bakışlarını askerlerin üzerine odaklayan Ali'den rahatsız olan Hint askerleri onun üstüne yürür ve beklemedikleri şekilde Ali'den dayak yiyerek meyhaneden ayrılırlar. Bu olay o gece tüm Kıbrıs'a yayılır. Arkadaşları bu olaydan sonra Ali'ye buraları terket şeklinde telkinde bulunur. Ali ise gitmez. Gitmesi gerekenin onlar olduğunu söyler ve içkisini içmeye devam eder.
Ertesi gün Ali yine iş çıkışında aynı meyhaneye gider ve tüfeklerinde süngü takılı olan 7 Hint askeri onu bekliyordur. İçlerinden bir tanesi Ali'ye doğru hamle yapar. Ali gelen ilk askeri yumrukla yere indirir, fakat kalan 6 askerin süngü darbelerine dayanamaz. En son öfkeli bir şekilde Ali'nin yumrukla yere indirdiği7. askerde Ali'ye süngüsünü saplar. Hızla kan kaybetmeye başlayan Ali'yi 7 Hint askeri sürükleyerek ibreti alem için Mağusa limanına götürür. Ve orada bırakırlar. Olayı öğrenen Ali'nin eşi hızlı bir şekilde limana doğru gelir ve kanlar içerisinde olan Ali'nin başına gider. Ali'nin ağzından o son sözler dökülür. "İskeleden çıktım yan basa basa Mağusa'ya vardım kan kusa kusa. Mağusa limanı, limandır liman, beni öldüren de yoktur din iman". sözleri çıkar ve Ali o dakika ölür. Ali'nin eşi ise "Uyan Ali'im uyan uyanmaz oldun yedi bıçak yarasına dayanmaz oldun" der. Bu sözleri duyup etkilenen çevre halkı ise bu sözlerden türkü yaparlar.
Mağusa Limanı Sözleri
Magusa limanı, limandır liman, amman amman
Magusa limanı, limandır liman, amman amman
Beni öldürdende yoktur din iman
Beni öldürdende yoktur din iman Uyan Alim uyan, uyanmaz oldun
Yedi bıçar yarasına dayanmaz oldun
Uyan Alim uyan, uyanmaz oldun
Yedi bıçar yarasına dayanmaz oldun İskeleden çıktım yan basa basa, amman amman
İskeleden çıktım yan basa basa, amman amman Magusaya vardım, kan kusa kusa
Magusaya vardım, kan kusa kusa Uyan Alim uyan, uyanmaz oldun
Yedi bıçar yarasına dayanmaz oldun
Uyan Alim uyan, uyanmaz oldun
Yedi bıraç yarasına dayanmaz oldun Magusa Limanı’ndan aldılar beni, aman aman
Magusa Limanı’ndan aldılar beni, aman aman
Üç mil uzağına attılar beni
Üç mil uzağına attılar beni Uyan Alim uyan
Uyanmaz oldun
Yedi bıçak yarasına
Dayanmaz oldun Uyan Alim uyan
Uyanmaz oldun
Yedi bıçak yarasına
Dayanmaz oldun…
Selda Bağcan nefis söylemiş yine bu türküyü…
Halil İbrahim Sofrası
Barış Manço’yu, Kemal Sunal’ı, Levent Kırca’yı.. yaş aldıkça daha iyi anlamak. İçselleştirmek. Gülerken, dinlerken ne kadar çok şey anlattıklarını anlamış olmak. Şu son günlerde iyice farkına vardığım şey…
Şu sözlere bir bakar mısınız🥺
İnsanoğlu haddin bilir kem söz söylemez iken
Elalemin namusuna yan gözle bakmaz iken
Bir sofra kurulmuş ki Halil İbrahim adına
Ortada bir tencere, boş mu, dolu mu bilen yok
Bir sofra kurulmuş ki Halil İbrahim adına
Ortada bir tencere, boş mu, dolu mu bilen yok
Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına
Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına
Daha çatal, bıçak, kaşık icat edilmemişken
İsmail'e inen koç kurban edilmemişken
Bir kavga başlamış ki nasip kısmet uğruna
Kapağı ver, kulbu al, kurbanı hiç soran yok
Bir kavga başlamış ki nasip kısmet uğruna
Kapağı ver, kulbu al, kurbanı hiç soran yok
Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına
Yıllardır sürüp giden bir pay alma çabası
Topu topu bir dilim kuru ekmek kavgası
Bazen durur bakarım bu ibret tablosuna
Kimi tatlı peşinde, kimininse tuzu yok
Bazen durur bakarım bu ibret tablosuna
Kimi tatlı peşinde, kimininse tuzu yok
Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim sofrasına
Alnı açık, gözü toklar buyursunlar baş köşeye
Kula kulluk edenlerse ömür boyu taş döşeye
Nefsine hakim olursan kurulursun tahtına
Çalakaşık saldırırsan ne çıkarsa bahtına
Halat gibi bileğiyle, yayla gibi yüreğiyle
Çoluk çocuk geçindirip haram nedir bilmeyenler
Buyurun siz de buyurun
Buyurun dostlar buyurun
Barış der, her bir yanı altın, gümüş, taş olsa
Dalkavuklar etrafında el pençe divan dursa
Sapa, kulba, kapağa itibar etme dostum
İçi boş tencerenin bu sofrada yeri yok
Sapa, kulba, kapağa itibar etme dostum
İçi boş tencerenin bu sofrada yeri yok
Para, pula, ihtişama aldanıp kanma dostum
İçi boş insanların bu dünyada yeri yok
Para, pula, ihtişama aldanıp kanma dostum
İçi boş insanların bu dünyada yeri yok
Şubat 21, 2023
Acı Göç: Mübadiller hep topraklarını sayıkladılar.
Uyku tutmayınca yine. Seyrettim. İllaki her birimizde, ailesinde, konusunda , komşusunda var göç hikayesi
Tam sayılmasa da belki depremde evini, barkını, eşini, dostunu da bırakıp gitmekte sayılmaz mı ‘mübadele’ ikisinde de zorla kopartılıyorsun ya topraklarından.
Ne bileyim. Karışığım yine dostlarım , hepiniz gibi