Haziran 30, 2023

La Tendresse ♥️ Al Amor

 Canım dostlarım instagramdan paylaştığım şarkıları çok beğeniyorsunuz. İşte bugün tüm gün boyunca dinlediğim şarkıyı aşağıya ekledim… Tekrar mutlu bayramlar diliyorum 🥰♥️


Şarkının Türkçe çeviri de şöyle;

aşk
sadece kelimeler değil konuşulan rastgele.
bir an için düşünmeden.
şu şeylerden biridir hissettiğimiz konuşmadan hiç bir şey,
gülümseyerek sarılarak da...
aşk,aşk
aşk,aşk
aşk
bazen hiç gelmez çünkü geçer yanından seslen meden,
bakarken birine sevgiyle.
bazen geldiğinde geç olur çünkü zaten bir başkası vardır onun yerine yerinde
aşk,aşk
aşk,aşk
aşk
bedeli hasret,yada uzaklık
apansız,zamansız
gelebilir ve kaybolup gidebilir
arasından insanların kalabilir birinin şarkısında,
gülümserken,ağlarken.
aşk,aşk
aşk,aşk
aşk
affetmek hataları sitem etmeden
unutmak ve geri almak başlangıcı
hiçbir şey söylemeden yürümek sessizlikte
vermek bir şeyler beklemeden karşılığını...
aşk,aşk
aşk,aşk
aşk...

Haziran 29, 2023

♥️♥️♥️♥️

 

Rahşan benim ilk aşkımdı. Daha önce ciddi anlamda hiç kız arkadaşım olmamıştı. Çok erken yaşta birbirimize bağlandık. 1944'de tanıştık, 1946'da evlendik.

Robert Kız Koleji Arnavutköy'de bir tepe üzerinde, Robert Erkek Koleji de ona yakın bir başka tepedeydi. O zamana kadar kız ve erkek bölümleri arasında herhangi bir sosyal etkinlik olmamıştı. İlk defa 1944 yılında kız ve erkek öğrenciler bir araya gelip tanışır oldular. Ortak etkinlikler başladı, o arada iki piyes oynandı. Altemur Kılıç sınıf arkadaşımdı. Onun yazdığı piyeste, Mehmet Akif'in güzel milliyetçi şiirinden bir bölümü benim okumam isteniyordu. 

Dekorasyonu da Rahşan yapacaktı. O vesileyle tanışmış olduk. Ondan sonraki piyeste yine bana bir şiir okuma görevi düştü, Rahşan'a da dekor görevi verildi. O şekilde birbirimizi tanımış olduk. Mezuniyet gününe yakın kız ve erkek bölümlerinin ortak çayı-pikniği vardı. O piknikte hiç ayrılmadık. Orada birbirimizi daha yakından tanıdık. Ondan sonra ben evlenme önerisinde bulunmayı aklıma koydum. Çok utangaç bir insandım, ona rağmen büyük bir cesaret geldi, Rahşan'a talip olma konusunda.. Birlikte ilk defa dışarı çıktık, kendisini çok mütevazı bir yemeğe götürdüm. Dolmabahçe'ye Taksim'den inerken sol kolda Rusların Türkiye'de kurmuş olduğu mütevazı ama çok güzel bir lokanta vardı. Oraya götürdüm.

Fasulye pilav yedik. Orada aklıma koydum, buradan çıkıp Dolmabahçe'ye inerken teklifimi yapacağım, nedense orayı seçmişim. "Dünyada en çok sevdiğim kimse sensin, benimle evlenir misin ?" dedim. Ben söyledim, Rahşan çok şaşırdı, ne diyeceğini bilemedi ama reddetmedi..

💫Zenginlikler falan önermedim, tam tersine çok mütevazı şeyler önerdim ama onun buna ne diyeceğini bilmiyordum. Öyle lüks bir hayat değil, mümkünse kırsal alanda, küçük bir ev ve orada sen resim yaparsın, ben şiir yazarım, ara sıra da şehre ineriz. Bunları söylemiştim. hayalimdeki şeyleri ona aktardım. Rahşan da bunlara şaşırmadı, tepki göstermedi..
Onun güzelliğine bağlandım. Çok tatlı bir yüz ifadesi vardı. Bir de sanat sevgisi ve sanatkârlığına.. Bunlar herhalde beni çekti. Daha ilk aşamada uyum sağlayabileceğimizi hissettim. O konuda yanılmadığımı da görmüş oldum....
- Ecevit'in Anıları 

Saygıyla Ve Rahmet

Haziran 28, 2023

NAZIM VE DAR AYAKKABILAR..

Nazım Hikmet’e bayram için bir ayakkabı almaya karar verirler. O zamanlarda şimdiki gibi hazır ayakkabı satan bir mağaza yoktur. Sadece ayakkabı yapan bir dükkan vardır. Oraya giderler. Ayakkabıcı Nazım’ın ayağını bir kartonun üzerine koyar ve iyice basmasını söyler. Daha sonra kurşun bir kalemle ayağının etrafını çizer. Bu karton onun ayakkabı numarasıdır. Günlerce bu ayakkabının hayalini kurar. Babası ona ayakkabılarının siyah ve bağcıklı olacağını söyler.

Nazım’ın ayakkabıları bayramdan bir gün önce gelir. Ayakkabılar babasının dediği gibi siyah ve bağcıklıdır. O gün onları giymez. Ayakkabılarını yatağının altına koyar ve arada çıkartıp onu inceler. O gece onu uyku tutmaz. Sabah evdekiler uyandığında Nazım’ı ayakkabı kutusu kucağında sandalyede otururken bulurlar.

Buradan sonrasını Nazım Hikmet’in ağzından dinlemek sizi daha çok etkileyecektir.

Ayakkabımı babam giydirdi. Ayağıma olmamıştı ayakkabılarım. Dardı ve canımı yakmıştı; ama bunu babama söylemedim.

O ‘Sıkıyor mu?’ diye sordukça ‘Hayır’ yanıtını veriyordum. ‘Dar, ayağımı acıtıyor.’ desem geri gidecekti ayakkabılarım ve ayakkabıcının hemen bir yeni ayakkabı yapması olanaksızdı.O bayram sabahı canım yana yana yürüdüm. Bir süre sonra acı dayanılmaz oldu. Dişimi sıktım. Yürürken artık topallıyordum. Soranlara ‘Dizimi vurdum.’ dedim; ama ayakkabılarımın ayağımı sıktığını kimseye söylemedim. Doğrusunu isterseniz yaşam da dar ayakkabıyla yürümektir.

Kimi zaman dar bir maaş, kimi zaman sevimsiz bir iş. Kimi zaman bir mekan dar ayakkabı olur bize, kimi zaman bir çevre. Kimi zaman bir sokak, ya da bir şehir…Kimi zaman dostluklar, arkadaşlıklar, beraberlikler bir dar ayakkabıya dönüşür.

Kimi zaman zamandır dar ayakkabı, geçmek bilmez. Kimi zaman zenginlik, kimi zaman başınızı koyduğunuz yastık…

Canınız yanar. Topallaya topallaya gidersiniz. Sonradan öğrendim;yaşamın, dar ayakkabıyla yürüyebilme sanatı olduğunu. (Alıntı)


 Fotoğrafta Nazım Hikmet kız kardeşiyle..

Haziran 24, 2023

Neden Ocağıma incir Ağacı diktin derler, biliyor musunuz?

 

İncir ağacının kökleri yayılma eğiliminde ve çok güçlü olduğundan, önüne ne çıkarsa parçalar. Bir evin yakınına dikilirse evin temellerine zarar verebilir. Bu sebeple eskiler bu 'ocağımı incir ağacı diktin' deyimini kullanmıştır.

💫Bir halk hikayesi anlatılır. Zalim bir devlet erbabı yaşarmış zamanın birinde.

Sarayının bahçesini temizletirken emrindekilere bahçedeki incir ağaçlarını söktürüyormuş. Oradan geçen bir derviş derebeyine seslenmiş: "Söktürme o ağaçları, birinin ocağına dikmek, hayatını söndürmek istersen lazım olur sana..."

Bilinir ki; incir ağacı viraneleri, harabeleri, terk edilmiş evleri, kuytuları pek sever ve oralarda boy sürer. Hep fakir fukaranın malına göz diken, zalim bir adama incir ağacıyla zulmünün hatırlatılması bundandır.

💫Bir diğer inanış da; incir ağacından düşenin mutlaka bir yeri kırılır, çünkü incir ağacı cinlerin uğrak yer ve evidir.🫣

💫Farklı bir yorum olarak; incir ağacı kesmek uğursuzluk getirirmiş...

Bu sebeple incir ağacı dikildiği yerden asla kesilemezmiş. Eğer birisi ocağınıza incir ağacı dikti ise onu kesemeyeceğinize göre artık ocağınızı da yakamazsınız. Yani ailenizin, yuvanızın ocağı sönmüş anlamına gelirmiş. 

Buraya kadar internetten alıntıydı. Ben de çocukken , genç kızlığımda buna benzer çok cümleler duydum. Bazı bitkilerin , hayvanların hatta insanların böyle lanetlenmesine üzülüyorum. 😏