Ağustos 02, 2023

Portatif bebek kafesi

 

💫1900'lerin başında tüberküloz salgını ile yoğun bir mücadele içine girilmişti. Güvenilir bir tedavi yönteminin eksikliği, hastaları dinlenme, iyi beslenme ve temiz havada egzersiz gibi birtakım önerilere güvenmek zorunda bırakmıştı. 

💫Tüberküloz dünyada en korkulan yaygın hastalıklardan biriydi ve Amerika Birleşik Devletleri'ni esaret altına almıştı. Salgın hastalıklara karşı, Amerika ve Avrupa'nın birçok yerinde kirden ve aşırı kalabalıktan arınmış açık hava okulları faaliyete sokuldu. 

💫1906 yılında, New York'ta yaşayan 21 yaşındaki Eleanor Roosevelt, doktor tavsiyesi üzerine bebeğinin temiz hava ihtiyacını karşılamanın yollarını aramaya başladı. Bebeğini kalabalık ortamlardan uzak tutmak isteyen genç kadın, penceresinin dışına tel örgülü ahşap bir sepet yerleştirdi. 

💫Sabah şekerlemeleri sırasında bebeğini pencere önünde uyutmaya devam eden Eleanor komşuları tarafından "bebeğe eziyet" yapma suçuyla ihbar edilmekle tehdit edildi. Eleanor, tepkiler karşısında şaşkınlığını gizlemedi ve modern bir anne olduğunu söyleyerek fikrine bağlı kalmaya devam etti. 

💫Aynı fikir, Bayan Robert C. Lafferty tarafından 1913'te geliştirildi. Bu defa kutunun altı dolgulu, böcekleri dışarıda tutmak için perdeli ve üst kısmı kuş pisliğine karşı korunaklıydı. 'Portatif bebek kafesi' ya da 'sağlık kafesi' olarak tanınan pencere önü kafeslerin kullanımı zamanla artışa geçmeye başladı. Gazetelerin sıklıkla övdüğü icat tereddütlü annelere de güven hissi sağlıyordu. 1923 yılına gelindiğinde, Emma Read isimli bir kadın ürettiği taşınabilir versiyonun patentini aldı. Vee..1930'lara kadar pencere önündeki yerini korudu.

Ağustos 01, 2023

Sokrates’in hakaretleri reddetme sırrı

 

Sokrates’in hakaretleri reddetme sırrı neymiş bakalım…

Bir gün Atina pazar yerinde birileri Sokrates’e fena hakaret ediyordu:

“Sen bir alçaksın, cahilsin ve içki içicisin!”

Sokrates, başını sallayarak cevap vermedi, sadece gülümsedi...

Zengin bir aristokrat, bu sahneyi izlerken ona sordu:

“Böyle hakaretlere nasıl tahammül ediyorsunuz? Kendinizi kötü hissetmiyor musunuz?”

Sokrates yine gülümsedi ve dedi ki: 

“Benimle gel.”

Tanıdığı bu aristokrat onu, eski bir tozlu depoya kadar  takip etti.

Sokrates bir meşale yaktı ve işe yaramaz, paçavra  delinmiş bir  pelerin  bulana kadar etrafı aramaya başladı.

Bulduğu bu pelerini adama verdi ve dedi ki: "Bunu giyermisin sana uyar.”

Adam paçavra pelerine baktı, kızarak:

“İyi misin Sokrates? Bu paçavrayı giyecek miyim”, diyerek geri attı.

“Gördün mü”, dedi Sokrat , “Elbette kirli ve eski pelerini giymeyi reddettin...

Aynı şekilde adamın söylediği saçma ve edepsiz sözler bana da dokunmadı... 

Birisi sana istemediğin bir şeyi verdiğinde ve sen onu kabul etmediğinde reddedilen hediyenin sahibi kimdir?

Başkalarının hakaretlerine üzülmek ve öfkelenmek, onların  attıkları paçavraları giymeyi kabul etmek gibidir...


Alıntı

Temmuz 28, 2023

İlhan İrem ♥️Hansu Hanım

 

🥀Sarı uzun saçlı küçük bir kız İlhan İrem’i rüyasında görür. Yola merdivenle inilen, iki katlı taş evlerin olduğu bir sokakta, pelerinle İlhan İrem karşısındadır. Küçük kıza İlhan İrem ‘Ben seni bulamam, sen beni bul’ der.

Rüya gerceğe döner Ankara’da bir İlhan İrem konserinde sarı saçlı o kız konser bitimi İlhan İrem’e bir kitap verir ve kalabalıkta kaybolur. İçinde ne isim, ne adres… Sadece bir cümle yazılıdır;

‘Sözcüklerin büyütülmesinin bazen sessizlik olduğunu ve neşenin büyütülmesinin bazen gözyaşları…’

Yıllar bu gizem ile geçer gider, İlhan İrem hep o kızı merak eder. Şan şöhret alır başını gider. Birgün bir ropörtaj verir elinde o kızın verdiği kitap ile ‘Magnafantagna’nın Ölümü’ ve şöyle der;

‘Ankara konserinde bu kitabı bana veren kızla evleneceğim.’ 

Yıllar sonra yine bir Ankara konserinde kalabalığın içinde o kızı görür İlhan İrem, asistanından kalabalıktan kızı bulmasını ister ve kulise cağırır. İlhan İrem’in kulisde ilk sözü ‘nerelerdesin sen’ olur. Ertesi gün Gölbaşı’da buluşurlar.

Hansu Hanım İlhan İrem’in röportajını gördüğünü söyler ama buruktur neden biliyor musunuz.? Rüyasında onu çağırıp konserde gördüğünde tanımadığı içindir. Düşünsenize kendi gördüğü rüyadan onu sorumlu tutar ve içlenir. Çok masum ve çocukca bir sitem.

İlhan İrem o dönem popülerliğin zirvesinde, hayranlar, şöhret anlamsız bir dünyada, anlamsız insanlarla, anlamsız koşuları bırakıp, bambaşka bir yolculuğa çıkmaya karar verir. Işık yürekli insanlar için birlikte cennetimizi kuracağım insanım Hansu der ve evlenirler. 

Bir rüya ve rastlantılarla dolu büyülü bir aşkın bilinmeyen hikayesini dinlediniz. 

Aramızdan ayrılışının 1.yılında İlhan İrem’i çok özlemle anıyorum.