Ocak 05, 2024

Aloooo🥰

 

🩷Telefonda hemen hemen hergün kimbilir kaç kez kullandığımız "Alo" sözcüğü, gerçekte bir sevgilinin kısaltılmış adıdır. Sevgilinin tam adı Allessandra Lolita Oswaldo'dur. Bu sevimli genç kız, telefonu icat eden, A.Graham Bell'in sevgilisiydi. Graham Bell telefonu icat edince ilk hattı sevgilisinin evine çekmişti.

💛Atölyesinde telefon çalınca arayanın Allessandra Lolita Oswaldo'dan başkası olamayacağını bildiğinden Graham Bell, telefonu açar açmaz "Allessandra Lolita Oswaldo" diyordu. Bell, zamanla sevgilisine, adını kısaltarak hitap etmeye başladı ve telefonu her açışında onu "Ale Lolos" diye karşıladı. Çalışmaları uzadıkça Graham Bell, sevgilisinin adını daha da kısalttı ve öne iki heceli bir ad buldu. Bu kısa ad "Alo" idi. Allessandra Lolita Oswaldo, geliştirip, tüm kente yaymaya çalıştığı telefondan başka birşey düşünmeyen sevgilisinin bitmek tükenmek bilmeyen deneylerinden rahatsız olmaya başlayınca Graham Bell'i telefonuyla başbaşa bırakıp onu terketti.

💜Yaşlı Bell, sevgilisinin birgün onu arayacağı umuduyla telefonun başından ayrılmadı. Kentte çekilen telefon hatlarının sayısı da giderek artmaya başlamıştı. Graham Bell'i artık başka kişiler de arıyordu. Fakat o, telefonun her çalışında kendisini sevgilisinin aradığını sanarak telefonunu "Alo" diyerek açıyor ve artık herkes "Alo" diyordu. O günlerde hemen herkes telefonu açtıklarında 

💚Alexander Graham Bell'in anısına saygı olarak "Alo" demeye başladı. Bugün tümümüzün kullandığı "Alo" sözcüğü işte o günlerden günümüze uzanmaktadır.

Alıntı

Aralık 31, 2023

♥️♥️♥️

 Anlayana çoook manidar… Seyretmeyenlerimiz varsa diye ekliyorum canlar…♥️



Aralık 30, 2023

Eskidendi eskiden

 


*Çocuklar doğduğunda telefon başvurusu yapılırdı. (Telefon sırası 8-10 yılda gelirdi.)

* Telefonun ve radyonun üzerine dantel örtü konurdu.

* Gazocağı ve tel dolabımız vardı. Annem, tıkanan gazocağını, ucunda kılcal tel olan bir aletle açmaya çalışırken habire söylenirdi.

* Banyomuz kurnalıydı, hamam tasımız vardı.

* Naylon terlikler çıkmadan önce tuvalette takunya bulunur, ve herkesin ayağına olması için en büyük numara seçilirdi.

* Okul kapısında ayva, şam tatlısı,macun şeker,susamlı şeker,pamuk helva,kestane satılırdı.5 kuruşa ince bir dilim şam tatlısı,alırdık.

* Renkli patiskadan dikilme beli lastikli külotlarımız vardı. Artık yünlerden örülen fanilalara, nazardan korunmamız için muska takarlardı !!

* Okul açılacağı zaman Sümerbank ayakkabıları alınır, çok sevdiğim modeller için de bayramı beklemem söylenirdi.

* Bayramlarda, kıyafetlerimiz ve yeni ayakkabılarımız başucumuzda dururdu.Bazılarımız koynuna alır, yatardı.

* Uyduruk oyuncaklarımız vardı. Hatırlı bir kişiden çok güzel bir oyuncak araba veya bebek geldiği zaman, bozulmaması için kaldırırlır, bize verilemezdi !! Biz ona o bize bakardık.

* İlkokulda sepet kadar kurdele takardık. Ne kadar kabarık ve büyük olursa o kadar makbuldü. 2 kafa gezerdik !!

* Babalarımızın gömlek yakaları, bizim okul yakalarımız pazar akşamları kolalanırdı.

* Genellikle herkes pazar günleri yıkanırdı!! banyo kazanı merasimle yanar, banyolar yapılır çamaşırlar yıkanırdı.

* Filmler, sokak sokak dolaşan arabalardan bağırarak duyurulur, reklamı yapılırdı.

* Sokaklardan, yoğurtçu, yorgancı, kalaycı, dondurmacı, eskici, bileyci , sülükçü(!!) geçerdi.

* 25 kuruşa Bisiklet kiralar, ''şans kader kısmet talih niyet 5 kuruuş'' diye bağıran ve yuvarlak delikleri kazıtarak ilkel piyango çektiren çocukların peşine Fareli Köyün Kavalcısı gibi takılırdık

* Herkesin en güzel ve en büyük odası misafir odası olarak ayrılır, kapısı kapatılırdı. Sonra da tüm aile küçük bir odaya tıkılınır, hayat geçirilirdi.

* Radyo en kıymetli eğlencemizdi. Orhan Boran ve Yuki kaçırılmazdı . Uğurlugil ailesindeki Arap Bacı'ya herkes hayrandik.

* İlkokulda okuma bayramı, kurdele bilmezdik. Herkes okurdu, kimse de bayram etmezdi.

*Aşı olunacağı zaman tek iğne ile neredeyse koca sınıf bitirilirdi. Aids henüz çıkmamıştı, eşcinsellik duyulmamıştı.

* Okulda, Kürt ,Türk, Ermeni, Yahudi, köylü, şehirli bilmezdik. Kimse kimseye böyle garip soru sormaz, merak dahi edilmezdi.

*Herhangi bir sebeple götürülen hediye paketini açmak , geleneklerimize aykırıydı,ayıptı. Misafir gidince ilk iş onu açmak olurdu.

* Misafirlikte ne kadar aç olursanız olun, ikram tabağındakileri bitirmek de ayıptı. Görgülüler bir lokma mutlaka bırakır, görgüsüzler hepsini yerdi.

* Dondurma mayıs sonunda çıkar, annem temmuza kadar izin vermezdi.

* Erkek çocuklar misket,kuka,bezden yapılmış topla futbol oynarlar;kızlar daha çok ip atlarlardı.

* Kız ve erkek çocukların en sevdiği oyun Saklambaç ve 7 adet kırık testi parçasının üst üste konularak önce topla yıkılıp sonra tekrar dizilmesi suretiyle oynanan Dalya diğer adıyla dombik oyunu idi.

* Sokakta oynarken en sevdiğimiz yiyecek, bir dilim taze ekmek üzerine sana yağı ve toz şekerdi.

* Külotlu çoraptan önce tüm kadınlar jartiyer kullanır, yaşlılar, baldırlarına lastik takardi.

* Fotoğraflarda gülmek laubalilikti. Pek çok kişinin düğün resimleri cenaze törenlerini andırırdı. Ağır, vakur ve ciddi olmak önemliydi.

* Anneler, vapurda, trende, otobüste rahatlıkla bebek emzirirlerdi.

* Çarşıda, pazarda anne ve babamızdan bir şey istemek ayıptı. Ancak sorulursa yanıtlardık. Canımız istediği halde çoğunlukla da red ederdik.

* Defter-kitap kaplama kağıtları ya kırmızı ya da mavi olurdu. * Gazete kağıtlarından kese kağıdı yapar, undan yapılmış tutkalla yapıştırırdık.

* 'Bir maniniz yoksa annemler bu akşam size gelecek ' bir teklif değil, bir kararın iletilmesi gibiydi. Bu soruya 'hayır' demek mümkün değildi, adetlerimize göre ayıptı. Önemli bir program varsa (bilet, başka ziyaret vs) derhal iptal edilir, aile telaş yumağına dönerdi...!!!

Alıntı....

Aralık 24, 2023

KENDİME 24 ALTIN ÖĞÜT !

 

Yaşınız kaç olursa olsun sizinde okumanızı tavsiye ederim 

 1.Yaşam boyu tasarruf ettiğiniz parayı kullanma zamanıdır. Bunları, onu biriktirmek için bulunduğunuz özverileri bilmeyenlere bırakmayınız. Size üzüntü verecek yatırımlar için kullanma zamanı değildir, sizin için huzur ve sükunet dönemi başlamıştır artık.

2.Çocuklarının ve torunlarının, parasal problemleri ile uğraşmaktan vazgeç; senin için harcadıkları paralar için suçlu hissetme kendini. Eğitim dahil, onlar için en iyisini yapmaya çalıştın daima. Şimdi sorumluluk onlarındır.

3.Biraz bencillik yap, ama tefeci olma. Gezintiye çık ve başkalarının hoşuna gidecek şeylerin peşinden koşmaktan vazgeç.

4.Sağlıklı, büyük fiziki hareketler gerektirmeyen bir yaşamın olsun. Ölçülü bir şekilde jimnastik yap ve iyi beslen.

5.En iyisini ve en zarifini al. Bu dönemde, ana gaye, paranın sizin tarafınızdan, zevkinize ve arzularınıza göre harcanmasıdır. Unutma ki, ölümden sonra para, sadece kin ve nefrete yol açar.

6.Küçük şeyler için kendini üzme, hatırlamak isteyeceğin güzel anlar gibi unutulması gereken kötü anlarında olur

7.Yaşa bağımlı kalma, sevgini hep canlı tut.

8.Kendine iyi bak, temizliğine dikkat et. Görünüşün Görkemli olsun: sık sık kuaföre git, tırnakların bakımlı olsun, cildiyeciye, diş hekimine git, düzenli bir şekilde parfüm ve krem kullan. Artık genç ve yakışıklı olmasan bile, en azından bakımlı olursun.

9.Modern olmak önemli değil, iyi bir klasik olmaya çalış. Sade, bakımlı görün. Çok abartılı giyinerek gülünç olma.

10.Gün, bu gündür. Kitapları ve gazeteleri oku, radyo dinle, TV de ki güzel programları seyret, internete gir, mailler gönder ve al, sosyal ağlara katıl, dostlarına telefon et.

11.Gençlerin düşüncelerine saygılı ol, onlar senin bildiklerine bilmeseler de, yaşadıklarını yaşamasalar da, senin yaşına geldiklerinde muhtemelen senin konumunda olacaklardır, kendi düşüncelerini de söyle onlara, dinlemesini bilen yararlanır, yanılmış olsalar bile, onlarla tartışma.

12.Sadece anılarınla yaşama, “bizim zamanımızda” deyimini çok sık kullanma, senin zamanın da bu gündür. Kıymetini bil…

13.Çocukların ve torunlarınla birlikte yaşamaktan kaçın, sadece onları görmeye git veya davet edildiğinde onlarla beraber ol.

14.Gerektiğinde bir yardımcı kadın bulundur evinde. Gündelik Yaşamını mümkün olduğunca ve imkanların nispetinde kolaylaştır.

15.Seyahat etmek, yürümek, resim yapmak, dostlarınla oyun oynamak veya bir şeylerin koleksiyonunu yapmak gibi hoşuna giden bir“hobin” mutlaka olsun, olanakların dahilinde ki şeyleri yap.

16.Yeni veya faydalı bir şey öğrenmeye gayret et ve zoruna gitse bile ileri teknolojinin gerisinde kalmamaya çalış.

17.Sosyal ve kültürel etkinliklere katıl. Müzeleri gez, sinemaya git… Önemli olan, biraz evden uzaklaşmaktır.

18.Eğer arzu ettiğin bir yere davet edilmezsen, sakın gücenme, Unutma ki, gençliğinde, sende birilerini hayal kırıklığına uğratmış olabilirsin, anne ve babanı fazlaca davet etmemiş olabilirsin.

19.Az konuş, çok dinle, yaşamın ve geçmişin, sadece seni ilgilendirir. Bir şey ile ilgili fikrini soran olursa, kısa konuş ve sadece, iyi ve hoşa giden şeylerden bahsetmeye çalış. Yavaş bir tonla ve kısa konuş, eleştirme.

20.Her şey gelip geçicidir, olduğu gibi kabul et. Bir dönemin doğruları bazen başka bir dönemin yanlışları olarak kabul edilebilir.

21.Acılar ve üzüntülerle hep karşılaşılır, onlarla ilgili problemleri fazlaca dile getirme. Azaltmaya gayret et. Sonuçta, sadece sizi etkilerler bu yaşta sorunlarınız sadece sizin ve doktorunuzun problemleridir.

22. Her fırsatta gül, yaşadığın ve sağlıklı olduğun için mutlu ol, unutma sen şanslısın, hayatının geleceğinin belirsiz olması gibi, ölümünde başka bir meçhul evre olacaktır.

23.Eğer biri size, artık hiçbir işe yaramıyorsunuz derse, duymamazlıktan gel ve bunu dert etme. Sende kendi dünyanda sana göre önemli bir şeyler yapmışındır. Mühim olan bunu senin hissetmendir.

24.Unutma hayat hikayen iyi veya kötü olsun, bir daha tekrar etmeyecektir.