Mart 31, 2022

Tuzlu Kahvenin Hikayesi

 

Kız isteme törenlerimizde; gelin adayının, damada  pişirdiği kahveye tuz veya acı biber koyması hepimizin yüzünü gülümsetir. Sanırım damat  bu kahveyi korkusuzca içerek geline onu ne kadar sevdiğini ve onun için tıpkı tuzlu kahve gibi her türlü zorluğa göğüs gereceğini kanıtlamış oluyor. Şahsen ben Ahmet Enişteye yapmamıştım. O zamanlarda da bu adet vardı. Arkadaşlarım koy demişlerdi ama ben 'yok yaaa ne gereği var 'demiştim. Neden dediysem acep:))) Yap adetini değil mi?🥰

Neyse şimdi biz eski zamanlarda bu geleneğin  hikayesine gelelim.

🌺Gelin ve damat adayı ilk kez görücü usulü kız isteme töreninde bir araya gelir ve birbirlerini ilk kez bu şekilde görürlerdi. Eğer gelin ve ailesi, damat adayını beğenirlerse, gelin damat için şekerli hatta yanında tatlı da bulunan bir kahve hazırlardı. Bunun anlamı, hem gelinin hem de ailesinin damat adayını beğenmesiydi. Öte yandan, gelin, damat adayını beğenmediyse yada başka bir sevdiği varsa kahvesine şeker yerine tuz koyarak ona sessiz bir şekilde hislerini belli etmiş olurdu. Böylece, gelin ve damadın bir arada görüşüp konuşma fırsatının olmadığı bu dönemlerde, tuzlu kahve geleneği sayesinde adaylar birbirlerine sessizce önemli mesajlar gönderirlerdi. 

Amaaaa; çok romantik başka bir öyküsü daha var tuzlu kahvenin.... BUYRUN OKUMAYA

🌺Sultan II. Abdülhamid'in son senelerinde vefat eden emekli miralay Osman Fevzi Bey, çok sevdiği Refika Hanım’ı annesiyle istemeye gittiğinde, Refika Hanım hissettiği heyecandan dolayı pişirdiği kahveye şeker koymak isterken yanlışlıkla tuz koyar. Osman Fevzi Bey, yapılan yanlışı anlayıp Refika Hanım’ı mahçup etmemek için, bunun ne kadar da hoş bir tesadüf olduğunu çünkü asker kökenli biri olarak kahveyi tuzlu içmeye alışık olduğunu söyler. Tabii ki bu sadece sevdiği kadını utandırmamak için söylediği pembe bir yalandan ibarettir. Osman Fevzi Bey’in sözlerine inanan Refika Hanım ise tam 50 yıl boyunca eşine tuzlu kahve hazırlar ve Osman Fevzi Bey’de hiç sevmese de tuzlu kahveyi içerek yalanı devam ettirir. 
Öte yandan, ölmeden önce vasiyetnamesinde eşine yazdığı mektubunda şunları söyler:

“Sevgili Semahatçığım, sizinle tam 50 sene devam eden bu mesud izdivacımız, tuzlu kahve ile başladı. Aslında hayatımda o ana kadar hiç tuzlu kahve içmemiştim. Zaten İçilecek gibi de değildi. Siz 50 sene boyunca her gün bana, hoşuma gittiğini zannederek tuzlu kahve yaptınız. Bu kahvenin her yudumu zehir gibi acıydı. Fakat bu azabı size hiç hissettirmedim. Zira, karşımda mahcup bir hale düşmeniz, kalbinizin kırılması bana, tuzlu kahveden daha acı gelecekti. Bu yüzden size hiçbir şey hissettirmedim. Artık ahiret yolculuğu başlıyor. İnşallah dünya hayatındaki beraberliğimiz Cennet’te de devam eder. Çünkü, ‘Dünyada kimi seviyorsanız, ahirette de beraber olursunuz.’ sözü hadis-i şerifdir. Sizleri Allah'a  emanet ediyorum.”

Bu güzel aşk hikayesinde, 50 yıllık eş haline dönüşmüş damat adayı hayatı boyunca tuzlu kahve içerek sevdiği kadına aşkını en güzel şekilde kanıtlamıştır.

Osman Fevzi Bey’in hikayesi her ne kadar masalsı da olsa, bütün damat adaylarının şekerli kahveler içmesi ve çiftlerin hayatlarının hep tatlı geçmesi dileğiyle…

1 yorum: