GÜZİN ABLA
![]() |
İsmi simge olmuş, anlamına onlarca güzel şey eklemiş kişiler vardır.
İşte Güzin Abla da onlardan biriydi.
Fatma Güzin Sayar, Ethem Efendi Caddesi’ndeki ahşap köşkte 1922’de hayata gözlerini açtığında, ardında böyle bir marka bırakacağını bilmiyordu.
Üst düzey memur olan babası, Güzin henüz 3 yaşındayken vefat etti. Annesi Mediha Hanım kızıyla birlikte baba evine, Mahmut Hayri Bey’in köşküne döndü.
Mürebbiyelerle büyümüş, ince ruhlu, piyano çalan, kültürlü bir genç kızdı Güzin.
Notre Dame De Sion Fransız Kız Lisesi’nde okurken tanıştığı genç bir subayla evlendi. Henüz 16 yaşındaydı. Ama evlilik uzun sürmedi. Küçük kızları dünyaya geldikten kısa bir süre sonra çift boşandı.
Güzin Sayar’ın mimar Tayfur Şehbal ile yaptığı ikinci evlilik de ancak beş yıl sürebildi. Her iki evliliği de başka kadınlar nedeniyle sona ermişti. Sayar, evlilik defterini bir daha açılmamak üzere kapattı.
GÜZİN ABLA EFSANESİ
Çocukluğundan itibaren gazeteci olmak istemişti. Yeni İstanbul gazetesinde muhasebe müdürü olan annesi Mediha Hanım’ın desteğiyle aynı gazetede tercüme yaparak başladı mesleğe. Ardından magazin müdürlüğü görevini üstlendi.
Çeşitli gazetelerde “Sorun söyleyelim”, “Derim ki” başlıklı köşelerde okurların sorunlarını yanıtlamaya başladı. 1971’de Saklambaç’ta ilk kez kendi adıyla “Güzin Abla dertlerinizle baş başa” köşesini yazmaya başladı. İşte Güzin Abla efsanesi de böyle doğdu.
Ve bu efsane, 1977’de yolculuğunu Hürriyet sayfalarına taşıdı. O gün bugündür de Kelebek’te en çok takip edilen köşelerden biri oldu. Aşk acısında, yalnızlıkta, cinsellikte, töre sorunlarında milyonlarca insanın derdine derman oldu.
İki evliliğinde de aldatılan Güzin Abla, kendi tecrübelerini de paylaşıyordu okurlarıyla.
Sağlık sorunları nedeniyle köşesini 2000 yılında kızı Feyza Algan’a devretti.
Hayatını kaybettiği 17 Temmuz 2006’ya kadar kızına köşeyle ilgili destek oldu.
Güzin Abla markasını bugün Kelebek sayfalarında kızı Feyza Algan sürdürüyor.
(Ateş Yalazan)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder