O kız, çocukluğunun her aşamasında sanki yüktür evine. 'Kızını dövmeyen dizini döver' sözünü söyleyen atalardan gelen nesil; kendini kızının namusunu korumaya adar; bunun için ne mi yapar? Döver, söver, sindirir, ezer; kendi hemcinslerinden kendi kızını sakınır, ne de olsa evinin namusudur kız çocuğu...
Kız okumaz, yazmaz, öğrenmez; doğurganlık yaşı gelince baba ocağından gidecektir nasılsa, bi evi çekip çevircek eğitimi anasından alsın yeter! Hatta kendisi evcilik oynayacak yaştayken hayatla evlendirilir, yaşarken önce çocukluğu sonra ruhu elinden alınır o küçük çocuğun.
Güler 'ayıp olur', konuşur 'âsi olur', susar 'aklı ermez olur', sorar 'meraklı' olur, sormaz 'cahil olur', hayatı boyunca yaptığı ve yapmadığı herşeyden 'sorumlu' tutulur o kız çocuğu...
Kelime anlamını bile bilmezken bir tutam saçının, dedesi yaşındaki adamlarda uyandırdığı 'şehvet' için saçından; zaman geçtikçe oluşan kıvrımlarından, kendi vücudundan utanır olur; karşı cinsi ayartmasın, aman günah olmasın diye kapatırlar o küçük kızı.
3'e kadar 'helal', başlık parasına 'satılık', başka bir kıza 'kuma' olan o küçük çocuk, anasının 'gözünün nuru' iken başka bi adamın 'elinin kiri' oluverir bir gün de...
Yatakta iki damla kanı akmadı diye canı alınan, namusu temizlenmesi gereken, cinayeti 'intihar' diye geçiştirilen, kimliği bile çıkarılmadan, nüfusa geçmeden mezara konan zavallıdır o küçük yavru.
Kendi ilkel zihniyetlerine ölçü koyamayanlar, etek boyuna göre ahlâkına ölçü verdiklerini sanırlar onun. Kendi vicdanlarını insanlığa gömenler; o küçücük bedenlerine sahip olup masum ruhlarını ömürlerine gömerler o minik yavruların.
’Erkek gibi koşup oynayamazsın, sen kızsın bu saatte sokakta kalamazsın’ diye oyunlarıyla birlikte hayalleri de sınırlanan, önce duyguları sonra düşünceleri yok edilen, ‘saçı uzun aklı kısa’ denendir o küçük çocuk.
Ortadoğunun zavallı zihniyetinde soldurulan o kız çocukları artık büyümek, yeşermek istiyor. Bu dünyayı bitirip uzayda yaşamı başlatmaya çalışanlarla, sadece 'insanca, özgürce yaşamak isteyen' kadınların yaşadığı dünyanın aynı olması sizce de trajik değil mi??
Kadınların isyanı sadece İran'da kalmayacak, din adı altında kadını yok etmeye çalışan bu aşağılık zihniyet, hasta ruhların egemen olduğu her toplumda yok olacak!
Ya bu dünya kadınlar için de yaşanacak bir yer olacak, ya da hepimize dar gelecek!
Çünkü dünya karanlıkla aydınlığı birarada taşıyacak kadar büyük değil. Çünkü tüm dünyayı yüreğine alan kadının bu eziyeti, kalbine ya da ruhuna alabilecek hiç yeri kalmadı artık!
Dr. Figen Demir Kardeş
🌸🌺🌸🌺🌸🌺🌸🌺🌸🌺🌸🌺🌸🌺🌸
Tüm can kızçelere, FLO’dan, hem çok güzel hem de çok uygun ayakkabı
üstüne tıklayınız
👇👇👇👇👇👇
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder