Ocak 29, 2023

ÇAMAŞIR GÜNÜ

O zamanlar şimdiki gibi her gün çamaşır yıkanmazdı. Hafta sonu banyo yakılır, aile üyeleri banyo yapıp çamaşır değiştirirdi.

Bizim çamaşır günümüz pazar günü idi. Hiç sevmezdim çamaşır günlerini. Ev çok karışırdı. Yazın gene iyi balkona bahçeye asar kuruturduk ama kışın o kadar çamaşır evin içinde kururdu.

Sevmememin ikinci sebebi ise televizyon normalde akşam açılır akşam yayın yapardı. Pazar günleri ise sabah saat onda açılır bütün gün yayın yapardı. Çamaşır bütün gün sürdüğü için televizyona bakamazdım. Oysa şimdi o kadar kanal var bazen düğmesine basmadığım oluyor.  

O zamanlar tek kanal vardı.

O gün temizlik yapmaz, elişi yapmazdık. Yemeği bile bir gün önceden hazırlardık. Resmen dağ gibi çamaşır yığılırdı.« Bazen geçmişe özlem duysamda çamaşır günlerine hiç özlem duymam » Kirli olan ne varsa toplanırdı. 

Yorganlar sökülür, paspaslar, oda takımları, çarşaflar evi dolanırdık kirli olan ne varsa toplardık. Hele bayramlarda perdeler, somya örtüleri neleeer neler. Her taraf dantel, kaneviçe ve örtü olurdu o zamanlar. Radyonun bile örtüsü olurdu siz düşünün artık gerisini.

Bir merdaneli makinemiz vardı. Annemin gözünde buzdolabından sonra en değerli eşyasıydı evin. Benim gözümde ise televizyondu en değerli eşya.

Merdaneli makine çalışırdı ama annem ve bende çalışırdık akşama kadar. Biz makineye verirdik çamaşırı makine bize geri verirdi. Çok yorulurduk. Bir de yaşlılar demez mi :

_Şimdi her şey rahatlık. Çamaşır makinesi var. Ah ah dünyaya erken gelmişiz sular çeşmeden akıyor ne rahatlık derdi eskiler. Ben sinir olurdum. Gençlerde belki şimdi bana sinir oluyordur kimbilir.

Annem kısım kısım ayırırdı çamaşırları. Önce beyazlardan başlanırdı yıkamaya. Kendi bir iki baş yıkardı kirlilik durumuna göre. Ben ondan aldığım çamaşırları merdaneliye atardım. Merdaneliden çıkanları iki su durulayıp asmak benim görevimdi. İç çamaşırları, havlular, çarşaflar kaynatılırdı birde.

Çamaşır günü kalkınca, otomatik makineler çıkınca hanımlar kilo almaya başladı. Obezite çıktı.

Ne kadar sıksanda su damlardı çamaşırlardan. Şimdi makineden kuru çıkıyor. Kışın çok zor olurdu. Elleri ayakları buz tutardı insanın akşama kadar suyun içinde. Kışın balkonda kazık gibi olurdu bazen buz tutardı. Oturduğumuz odaya getirirdik. Evi soğuturdu adeta.

Yazın balkona hemen asardık ama kışın asamazdık. Banyoda ip vardı ona üstüste asardık suyun damlaması bitince eve getirirdik. Sobaya heryere oturduğumuz odaya ip gerdirirdik her taraf çamaşır olurdu. Duvardan camlardan su damlardı resmen.

Çamaşırı sık sık kontrol eder ütülenecekleri nemli toplardık. 

Sonra dağ gibi ütü faslı başlardı. Annem yorganları iğne ile çarşaflarken bende ütü yapardım. Hele o danteller ne zor açılırdı. Ütüler şimdiki gibi buharlı değildi. Çamaşır nemli iken toplayıp ütülemezsen kurursa daha zor ütülenirdi. O yüzden nemli toplardık. Hatta ben çok danteli kurumuşsa suya sokup asarak tekrar nemli toplamışımdır. Pantolonları nemli tülbentle ütülerdik.

İşin iyi tarafıysa bir gün çok yorulurduk ama hem çamaşır hem ütü biterdi. Bir daha bir hafta çamaşır yıkamazdık. Şimdide günlük çamaşır derdi var. Bazen makineden alıp asmaya, toplayıp ütülemeye erinir olduk..

 (Yazan: LeylaArmağan)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder