🌸🌷🌺🪷🌺🌷🌸 🌸🌷🌺🪷🌺🌷🌸 🌸🌷🌺🪷🌺🌷🌸
Türkler, Ergenekon’dan
çıkmak için yol aradılar;
bulamadılar.
O zaman
bir demirci dedi ki:
”Bu dağda bir demir
madeni var.
Yalın kat demire benzer.
Demirini eritsek,
belki dağ bize geçit verir.
” Gidip demir
madenini gördüler.
Dağın geniş yerine
bir kat odun,
bir kat kömür dizdiler.
Dağın altını,
üstünü, yanını,
odun kömürle doldurdular.
Yetmiş deriden yetmiş
büyük körük yapıp,
yetmiş yere koydular.
Odun kömürü ateşleyip
körüklediler.
Tanrı’nın yardımıyla
demir dağ kızdı,
eridi, akıverdi.
Bir yüklü deve
çıkacak denli yol oldu.
Sonra gök yeleli
bir Bozkurt çıktı ortaya;
nereden geldiği
bilinmeyen.
Bozkurt geldi,
Türk’ün önünde
dikildi, durdu.
Herkes anladı ki
yolu o gösterecek.
Bozkurt yürüdü;
ardından da
Türk milleti ve Türkler,
Bozkurt’un önderliğinde,
O kutsal yılın kutsal ayının
kutsal gününde
Ergenekon’dan çıktılar.
Türkler o günü,
o saati iyi bellediler.
Bu kutsal gün,
Türklerin bayramı oldu.
Her yıl o gün
büyük törenler yapılır.
Bir parça demir
ateşte kızdırılır.
Bu demiri önce
Türk kağanı kıskaçla
tutup örse koyar,
çekiçle döver.
Sonra öteki
Türk beyleri de aynı işi
yaparak bayramı kutlarlar.
Ergenekon’dan
çıktıklarında
Türklerin kağanı,
Kayı Han soyundan gelen
Börteçine (Bozkurt) idi.
Börteçine bütün illere
elçiler gönderdi;
Türklerin Ergenekon’dan
çıktıklarını bildirdi.
Ta ki, eskisi gibi bütün iller
Türklerin buyruğu altına gire.
Bunu kimi iyi karşıladı,
Börteçine’yi kağan bildi;
kimi iyi karşılamadı,
karşı çıktı.
Karşı çıkanlarla savaşıldı
ve Türkler hepsini yenerek
Türk Devleti’ni dört bir
yana egemen kıldı. Prof Dr. Ruhi Ersoy
🌸🌷🌺🪷🌺🌷🌸 🌸🌷🌺🪷🌺🌷🌸 🌸🌷🌺🪷🌺🌷🌸
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder