Aralık 20, 2022

Yürek Burkan Bir Fotoğrafın Hikayesi : Akbaba Ve Küçük Kız

Kevin Carter,

Güney Afrika Johannesburg doğumlu bir fotoğrafçıydı. 1994’te bir gün açlık içinde olan Sudan’daydı. İşini yaparken bir şey dikkatini çekti. Havada bir akbaba dolaşıyordu. Bir de yerde açlıktan bir deri bir kemik kalmış bir kız çocuğu gördü. 6 yaşlarında kadar olan çocuk zenciydi. Fotoğrafçı, bir kenarda durup Akbaba’yı takip etti. Yeminin varlığını sezmiş hayvan, biraz sonra süzülüp çocuğun 50 metre kadar arkasına kondu...

Aç çocuk, mecalini toplayıp 1.5 km uzaklıktaki Birleşmiş Milletler Yardım Çadırı’na ulaşmaya çalışıyordu. Fakat ne mümkün! Aç akbaba, çocuğu parçalayacağı ânı kolluyordu. Fotoğrafçı Kevin Carter ise, çekeceği fotoğrafta onları aynı kareye sığdırmaya çalışıyordu. Bir süre uğraştı ve hedefine vardı. O ân kendini belki de mağrur bir komutan gibi hissetti. Deklanşör sesinden olsa gerek akbaba havalanıp gitmişti...


Kevin Carter çocukla ilgilenmek yerine orada öylece bırakıp gitti. Çocuktan kendisine de hastalık geçeceğine inandığından mı? yoksa o ufak canın yaşayacağına dair ümidi mi kalmadı bilinmez…çocukla ilgilenmedi. Aklında tek şey vardı, fotoğraftan kazanacağı ödül.

Dönünce eserini yarışmaya yolladı. 

Bu fotoğrafla Kevin Carter’a Pulitzer ödülü kazandı. 26 Mart 1993’te The New York Times’ta yayınlandı.

 Kevin bir anda dünyada şöhret oldu. Para sahibi de oldu...


Fotoğrafta da görüldüğü üzere aslında erkek olan fakat o zamanlar kız olduğu düşünülen bir çocuk durmaktadır. Arkasında ise yeminin ölmesini bekleyen bir akbaba görülüyor. Kevin Carter bir süre akbabayı takip ettikten sonra doğru zamanı yakalamış ve ona ABD’nin en prestijli ödülü olan Pulizter ödülünü kazandıracak olan fotoğrafı çekmiştir. O dönemde Sudan’da gazeteciler salgın hastalıklardan dolayı yerel halk ile temas etmemeleri konusunda uyarılıyorlardı. Fotoğrafına gelen ilk eleştirilere fotoğrafçı olarak yapabileceği bir şey olmadığını söylemiş ve yakınlarda Birleşmiş Milletler Yardım Kampı’nın olduğunu söyleyerek kendisini savunmuştur. Fotoğrafı ödül kazandıktan sonra kendisine eleştiri mektupları yağmıştır. Fakat bu ödül kendisine para ve şöhret getirse de içine düştüğü vicdan azabından kurtaramamıştır.

Ödülü kazandıktan 3 ay sonra psikolojik bunalıma girmiş ve 27 Temmuz 1994’te Johannesburg’un bir kenar mahallesinde çalışır vaziyetteki kamyonetinin içine bahçe hortumuyla egzoz gazı vererek kendini zehirleyip intihar etmiştir.

💫Maalesef bugün bile fotoğraftan ziyade fotoğrafçının niye yardım etmediği niye fotoğrafı çekip oradan ayrıldığı tartışılmaktadır. Kimse O çocuğun niye o durumda olduğu hakkında tartışmamaktadır.  



🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋





şemsiye lazımsa aynısı ben de var. Çok şirin. Hem de kılıfı çanta🥰 (üstüne basın)👇👇



Aralık 16, 2022

Bu Dünyadan bir Cüneyt Arkın geçti.

 1988 yılında Ayşe Egesoy ile yapılan röportajı. Nasıl güzel bir Türkçe nasıl güzel insan… rahmetle🌹








🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹








Aralık 07, 2022

Gül🌹Kemal

 


Gül SUNAL anlatıyor;
💜Ben 20, Kemal 29 yaşındaydı.
O sahnedeydi, ben seyirciler arasında. Havuz sahnesi vardı. O havuza girmiş, bekçi geliyor, çamaşırları kucağında duruyor. Yani repliği yok, öylece durduğu bir sahne.

💜Orada göz göze geldik. İki buçuk sene mektuplaştık. 19 Ocak 1975'te evlenmeye karar verdiğimizde bir ev tuttuk.O kadar nem kokusu vardı ki evde.
Misafir geleceği zaman patates kızartırdık. Kızartma kokusu rutubet kokusunu bastırsın diye.☺️Ama biz mutluyduk, bugün yine gider otururum, Kemal'in olması şartıyla tabii.

💜Aklıma gelmedi kıskanmak. Çok da güzel kadınlarla film çekti. Ben hiç film setine gitmedim. Kendilerine özel şakaları olur. Böyle bir şey varsa onu görmekten hoşlanmam. Bana ağır gelir, yanında kim var diye sormak. Özgürdük aslında ama ikimiz de bir yere gitmiyorduk. Bodrum'a gidiyordu 10 günlüğüne, iki gün sonra geri dönüyordu. “Yetti bu kadar” diyordu, demek ki huzurluyduk evimizde. 

💜Evin bitişiğinde lise vardı. ‘İnek Şaban’ filminden dolayı sürekli Kemal ile arkamızdan "Mö mö" diye bağırıyorlardı. Kemal bozulmazdı ama çocuklar içerliyormuş demek ki...Bir gün Ali okuldan geldi.Çantasını yere attı; “Hepsi senin suçun”!' dedi.
Anlamadım.
“Cüneyt Arkın ile evlenebilirdin” dedi. Ona “Bakkal Gazi” diyordu. O güçlü ya, o yüzden onunla evlenmemi istiyordu...😇

🌹🌹🌹Nurlarda uyu Kemal Abimiz, İnek Şabanımız🌹🌹🌹