Aralık 24, 2022

Dokunsan uyanacak gibi…

 

15 yaşındaki bu İnka kızının
donmuş bedeni 1999 yılında Arjantin'deki 6.739 metre yüksekliğindeki Llullaillaco yanardağında tesadüf eseri bulundu.




Kız, kendi halkı tarafından seçilmişti, Tanrılarla yaşayacağına inanılmıştı.

Kabilesinin batıl inançları nedeniyle dağ tanrılarına bir kurban olarak verilmişti.

Kızın bedeni dağın zirvesinde çok iyi korunmuş ve sanki daha dün ölmüş gibi.

Ama aslında zavallı kız 500 yıl önce ölmüş.

Bilimadamları saçlarındaki proteinler üzerinde incelemeler yaparak kızın ölmeden önce nelerle beslendiğini anlamaya çalıştılar.




Bulgulara göre; kurban edilmeden 1 yıl boyunca iyi bir şekilde beslenmiş, kurutulmuş lama eti gibi elit gıdalar verilmiş, hatta kilo bile almış. 

Ayrıca kıza bol miktarda kokain tükettirilmiş.

İnkalar Capacocha ritüeli kapsanımda tanrılara sunmak için “kusursuz insanı” temsil ettikleri için kurban olarak çocukları seçerlerdi.

Bu çocuklaı evlendirirler, kutsarlar ve daha sonra da onları yüksek dağlara çıkarıp tırmanış boyunca coca yaprakları ile beslerler ve sarhoş edici ve yatıştırıcı bir içki içirirlerdi.

Çocuklar yeterince sarhoş olduğunda bir inka rahibi tarafından boğularak veya kafaya darbe indirilerek öldürülürlerdi.

Bazense yalnızca soğuktan donmaya bırakılırlardı.

Aralık 23, 2022

Günün Filmi


Bu gün de 
 ‘Evde Tek Başına’yı izledim.
Efsaneler unutulmaz. 
Tekrar tekrar seyredilebilir.☺️
Film aşağıda dostlarım.
İyi seyirler🦋



Ailesini pek sevmeyen Kevin (Macaulay Culkin) aldığı ceza üzerine geceyi evlerinin çatıkatında geçirir ve ertesi gün yatağında uyandığında ailesinin evdeolmadığını, tatile giderken onu unuttuklarını fark eder. Başta panikleyen Kevin bunun fırsat olduğunu çok geçmeden anlar ve yalnızlığın keyfini çıkarır.

🦋🦋


 

Aralık 22, 2022

1970 tarihli ‘LOVE STORY’ filmi

 

Dostlar bu gün Ankara çok soğuktu.
Ben de böyle günlerde eski filmleri izlemeyi çok seviyorum.

Bu günde bu duygusal filmi izledim. Tabletten herhangi bir film sitesinden izledim. Çay ve battaniye altında🥰

Konusu şöyle;
Hukuk öğrencisi olan Oliver'ın yolu bir gün işçi sınıfından gelen Jennifer Cavalleri ile kesişir. Bir kolejde müzik öğrencisi olan Jennifer ile Oliver arasında bir süre sonra bir aşk başlar. İlişkilerini evlilikle taçlandırmak isteyen çiftin önündeki en büyük engel ise Oliver'in babasıdır.’

✅Seyretmediyseniz size de keyif verebilir💐



Terlik için resim üzerine tık tık
🐻‍❄️🐻‍❄️🐻‍❄️🐻‍❄️🐻‍❄️🐻‍❄️🐻‍❄️🐻‍❄️🐻‍❄️🐻‍❄️




Aralık 20, 2022

Yürek Burkan Bir Fotoğrafın Hikayesi : Akbaba Ve Küçük Kız

Kevin Carter,

Güney Afrika Johannesburg doğumlu bir fotoğrafçıydı. 1994’te bir gün açlık içinde olan Sudan’daydı. İşini yaparken bir şey dikkatini çekti. Havada bir akbaba dolaşıyordu. Bir de yerde açlıktan bir deri bir kemik kalmış bir kız çocuğu gördü. 6 yaşlarında kadar olan çocuk zenciydi. Fotoğrafçı, bir kenarda durup Akbaba’yı takip etti. Yeminin varlığını sezmiş hayvan, biraz sonra süzülüp çocuğun 50 metre kadar arkasına kondu...

Aç çocuk, mecalini toplayıp 1.5 km uzaklıktaki Birleşmiş Milletler Yardım Çadırı’na ulaşmaya çalışıyordu. Fakat ne mümkün! Aç akbaba, çocuğu parçalayacağı ânı kolluyordu. Fotoğrafçı Kevin Carter ise, çekeceği fotoğrafta onları aynı kareye sığdırmaya çalışıyordu. Bir süre uğraştı ve hedefine vardı. O ân kendini belki de mağrur bir komutan gibi hissetti. Deklanşör sesinden olsa gerek akbaba havalanıp gitmişti...


Kevin Carter çocukla ilgilenmek yerine orada öylece bırakıp gitti. Çocuktan kendisine de hastalık geçeceğine inandığından mı? yoksa o ufak canın yaşayacağına dair ümidi mi kalmadı bilinmez…çocukla ilgilenmedi. Aklında tek şey vardı, fotoğraftan kazanacağı ödül.

Dönünce eserini yarışmaya yolladı. 

Bu fotoğrafla Kevin Carter’a Pulitzer ödülü kazandı. 26 Mart 1993’te The New York Times’ta yayınlandı.

 Kevin bir anda dünyada şöhret oldu. Para sahibi de oldu...


Fotoğrafta da görüldüğü üzere aslında erkek olan fakat o zamanlar kız olduğu düşünülen bir çocuk durmaktadır. Arkasında ise yeminin ölmesini bekleyen bir akbaba görülüyor. Kevin Carter bir süre akbabayı takip ettikten sonra doğru zamanı yakalamış ve ona ABD’nin en prestijli ödülü olan Pulizter ödülünü kazandıracak olan fotoğrafı çekmiştir. O dönemde Sudan’da gazeteciler salgın hastalıklardan dolayı yerel halk ile temas etmemeleri konusunda uyarılıyorlardı. Fotoğrafına gelen ilk eleştirilere fotoğrafçı olarak yapabileceği bir şey olmadığını söylemiş ve yakınlarda Birleşmiş Milletler Yardım Kampı’nın olduğunu söyleyerek kendisini savunmuştur. Fotoğrafı ödül kazandıktan sonra kendisine eleştiri mektupları yağmıştır. Fakat bu ödül kendisine para ve şöhret getirse de içine düştüğü vicdan azabından kurtaramamıştır.

Ödülü kazandıktan 3 ay sonra psikolojik bunalıma girmiş ve 27 Temmuz 1994’te Johannesburg’un bir kenar mahallesinde çalışır vaziyetteki kamyonetinin içine bahçe hortumuyla egzoz gazı vererek kendini zehirleyip intihar etmiştir.

💫Maalesef bugün bile fotoğraftan ziyade fotoğrafçının niye yardım etmediği niye fotoğrafı çekip oradan ayrıldığı tartışılmaktadır. Kimse O çocuğun niye o durumda olduğu hakkında tartışmamaktadır.  



🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋





şemsiye lazımsa aynısı ben de var. Çok şirin. Hem de kılıfı çanta🥰 (üstüne basın)👇👇