Ocak 02, 2023
Aralık 30, 2022
Agafya Lykova 'nın hikayesi
Sibirya'da yıllardır tek başına yaşayan 76 yaşındaki Agafya Lykova 'nın hikayesini biliyormusunuz?
Babası Karp Lykov 4 çocuğu ve eşiyle birlikte Stalin rejiminden kaçarak 1936 yılında Sibirya'nin Tayga denilen ıssız bir bölgesine yerleşmiş. Kapılarının önüne ektikleri çavdar ve patatesleri yiyerek besleniyor, yanlarında getirdiği çıkrık ile parçalanan giysileri yerine yenilerini yapıyorlarmış.
1961 yılında bir felaket olmuş erken gelen donda bütün ektikleri yok olmuş. Aile avlanamadigindan bir anda açlıkla karşı karşıya kalmış. Ağaç kabukları, ayakkabıları, bunları yemişler ve anne çocukları yesin diye bir şey yetmediğinden kendisi o yıl açlıktan ölmüş.
Sonra bir mucize olmuş, tesadüfen kulübelerinin zemininde tek bir çavdar tanesi bulmuşlar. Bunu farelerden özenle saklayıp çimlendirmeyi başarmışlar ve yeniden besin kaynağı yaratabilmişler.
1978 yılında o bölgede helikopterlerleri için inebilecekleri yer arayan bir jeolog grubu tesadüfen bu aileyi keşfetmiş. Onlarla bağlantı kurmuşlar ve görmüşler ki 1936 dan bu yana aile dış dünyadan habersiz. O zamana kadar hic bir virüsle karşılaşmayan çocukların bağışıklığı da düşükmüş ki o görüşmeden sonra ailenin 3 çocuğu ölmüş.
Sonrasında ara ara aileyle bağlantıyı sürdürmüşler, erzak yardımı yapmışlar.
1988 yılında babanın da ölümüyle Agafya yalnız kalmış ve bir huzurevine yatırılmayı reddetmiş.
Onları bulan jeolog grubundan emekli olan biri gelip Agafya'nin 100 mt yakınına kendi kulübesini yapmış ve 16 sene boyunca ona destek olmuş. Sonunda o jeolog da ölünce Agafya yine yalnız kalmış.
Bu bir masal değil gerçek bir hayat hikayesi. Bugün Agafya aynı yerde kendisine yapılan yeni kulübesinde birçok kedi ve köpeği ile birlikte yaşamına devam ediyor.
Agafya'nin ilginç hikayesi bir yana, bence gözden kaçmaması gereken en önemli sey tek bir çavdar tanesi ne ki dememek, o tanenin yaşam olduğunun ayrımına varabilmek, tek bir çavdarın yasam kurtaracağı ya da yokluğunun yaşamı sonlandirabilecegini farketmektir 🙏🙏💖💖
Alıntı
Aralık 28, 2022
Güneşi Takip Et
Avustralyalı şarkıcı ve besteci Xavier Rudd’ın şu parçası “Follow the Sun” a bayılıyorum. Son günlerde çok iyi geliyor bana, modumu yükseltiyor.
Follow The Sun
Follow, follow the sun
And which way the wind blows
When this day is done
Breathe, breathe in the air
Set your intentions
Dream with care
Tomorrow’s a new day for everyone
A brand new moon and brand new sun
.
So follow, follow the sun
The direction of the birds
The direction of love
Breathe, breathe in the air
Cherish this moment
Cherish this breath
Tomorrow’s a new day for everyone
A brand new moon, brand new sun
.
When you feel life coming down on you like a heavy weight
When you feel this crazy society adding to the strain
Take a stroll to the nearest water’s edge, remember your place
Many moons have risen and fallen long, long before you came
.
So which way is the wind blowing
What does your heart say So follow, follow the sun
And which way the wind blows When this day is done
.
Google Çevirisi:
Güneşi Takip Et
Takip et, güneşi takip et
Ve rüzgar ne taraftan esiyor
Bu gün bittiğinde
Nefes al, nefes al
Niyetini belirle
Özenle hayal et
Yarın herkes için yeni bir gün
Yepyeni bir ay ve yepyeni bir güneş
.
Öyleyse takip et, takip et güneşi
Kuşların yönü
Aşkın yönü
Nefes al, havada nefes al
Bu anı besle
Bu nefesi besle
Yarın herkes için yeni bir gün
Yepyeni bir ay, yepyeni güneş
.
Hayatın üzerine ağır bir yük gibi geldiğini hissettiğinde
Bu çılgın toplumun gerginliği artırdığını hissediyorsun
En yakın su kenarına doğru bir yürüyüşe çık, yerini hatırla
Birçok ay yükseldi ve alçaldı, sen gelmeden çok önce
.
Rüzgar ne yönden esiyor
Yüreğin ne diyor
O halde takip et, güneşi takip et
Ve rüzgar hangi yönden esiyor
Bu gün bittiğinde
Aralık 26, 2022
Gerçek Olmalı
Yazı ve Görsel: Pakize SUDA
Anısına Saygıyla ve rahmetle
Mekânın CENNET olsun güzel kadın ❤️
💫Sakın kimseye ‘Seni seviyorum’ demeyin...
Lütfen.
Kullanmayın artık bu sözü.
Başka bir şey deyin birbirinize onun yerine duygularınıza daha denk düşen bir şey...
Benim aklıma gelmiyor ama siz bulursunuz.
Ne de olsa sizin duygularınız...
“Seni seviyorum” öyle “Kendine iyi bak” gibi bir söz değildir.
Laf olsun diye söylenen...
Birine “Seni seviyorum” dediğinizde hakkını vereceksiniz.
Bir kere onu gerçekten seviyor olmanız lazım.
Yani öyle dokununca geçiverecek arzularla falan karıştırmayacaksınız.
Birine “Seni seviyorum” dediğinizde, o biri en az tuttuğunuz takım kadar önemli olacak hayatınızda.
Birine “Seni seviyorum” dediğinizde, bir saat eksik uyumayı göze alabileceksiniz onu daha çok görmek uğruna.
Birine “Seni seviyorum” dediğinizde, elini tutmak da önemli olacak başka şeyler kadar.
Birine “Seni seviyorum” dediğinizde, “Sevgilimsin” de demiş olduğunuzu bileceksiniz.
Birine “Seni seviyorum” dediğinizde, onu özleyecek, düşünecek, merak edeceksiniz.
Birine “Seni seviyorum” dediğinizde, onun gözü telefonda
(evet, cep telefonu çıktığından beri kulak değil gözler telefonda) aramanızı beklediğini unutmayacaksınız.
Birine “Seni seviyorum” dediğinizde, ona sürprizler yapmayı, ufak hediyeler almayı ihmal etmeyeceksiniz.
Birine “Seni seviyorum” dediğinizde, ona şiirler okuyacak hatta kabiliyetiniz varsa, yazacaksınız da.
Birine “Seni seviyorum” dediğinizde, şarkıdaki gibi, ellerinizde çiçeklerle kapısında bekleyeceksiniz.
Birine “Seni seviyorum” dediğinizde, belki ömrünüzün sonuna kadar değil ama hiç olmazsa yarın, öbür gün de seveceğinizden emin olacaksınız.
Birine “Seni seviyorum” dediğinizde, aynı zamanda “Free takılalım” da diyemeyeceğinizi bileceksiniz.
Birine “Seni seviyorum” dediğinizde, o aşktan söz ederken siz “Ben almayayım, alana da mani olmayayım” demeyeceksiniz.
Nasıl?
Çok mu zor..?
Fazla mı zahmetli...?
İnsanın birini sevip sevmediği tam da böyle belli oluyor arkadaşlar.
Sevmeyince “iş” gibi geliyor bütün bu saydıklarım.
O zaman “Seni seviyorum” demeyeceksiniz.
Bu kadar basit.
Bir gün farkında olmadan bütün bunları yapıyor olduğunuzu görünceye kadar.
Şimdi “Ne var bunda...?
Keşke herkes birbirine bolca ‘Seni seviyorum’ dese diye düşünenler olacaktır.
İyi.
O zaman birbirini gerçekten sevenler yeni bir söz bulsunlar söyleyecek.
“Seni seviyorum” orta malı olsun.
Zaten oldu olacağı kadar…