Şubat 08, 2022

 

                           Karşı Evin Annesi

                     

Şair Deniz İnan’ın "Karşı evin annesi’ isimli şiiri
2019 yılında Avrupa’da en iyi Türk Şiiri ödülünü almıştır.


Sen iki ters bir düz kırgınlıklar örerken beş numara şişle
Yumuşacık kakaolu kekler yapardı karşı evin annesi
İmrenirdim
Mutfağındaki eksik malzemeden bihaber
Tepeleme dolu kızgınlıklar yüklerdim dişlerimin arasına
Bilmezdim anne
Karşı evin babasında bitermiş iş
Bunu görmezdim
Hep başın ağrırdı
Başın, hep ağrırdı
Sırf bu yüzden bile bazı zamanlar
Seni sevmezdim

Küçüktüm anne
Bilseydim evinde su faturası ödenmemiş
Çeşmeden akmayan suya
İsyan etmezdim
Sen iki kere ikinin dört ettiğini ekmek hesabından bilirken
Mis kokulu çamaşırlar asardı karşı evin annesi
Özenirdim
Ellerindeki çamaşır suyu kokusundan rahatsız
Çocukça bir küskünlük eklerdim gecelerime
Oysa ellerin ruhuma akarmış saçlarımdan
Ömrümü tararmış titreyen parmakların
Bilmezdim anne
Büyümek denen illet dayanıncaya dek kapıma
Ellerinin ne muhteşem olduğunu bilmezdim

Küçüktüm anne
Yoksa
Gün aşırı patlayan sarı ampulü
Mumla yamayacak yüce gönlünü
Ezecek kadar ezilmezdim
Sen çalı süpürgesiyle süpürürken dış kapının ağzını
Taze boyalı saçlarını savurarak süzülürdü karşı evin annesi
Ayağında yüksek topuklu bir isyan
Düşündüm de şimdi
Ne iğreti dururdu o topukların üstünde dursan
Senin çatlamış ayakların vardı anne
Hacı Şakir kokardın en beyazından
İncecik bir yemeniyle gizlerdin
Ölünce her bir teli yılan olacak sandığın sırma saçlarını
Çok yeni anladım anne
Ağaran her saç telinden üstüme düşen payımı

Çocuktum anne
Bir bisikletim olsa bütün mutluluklar benimdi
Babam eve sarhoş gelmiş geç gelmiş
Hepsi sabah sokağa çıktığımda biterdi

Bilmezdim anne
Karşı evden arta kalan çantalar dolusu giysi
Üstümüze cuk otururken
Ruhuna azap olur akarmış
Bilmezdim benim annem gözünün yaşıyla
Her bayram arifesi
Vitrinlere bakarmış
Sen ilkokul fişlerimi kardeşimle hecelerken
Telefonu keşfetmiş karşı evin annesi
Bilsen ne cahildin ne görgüsüzdün gözümde
Yak deseler yakacağım o dakika dünyayı
Yık deseler
Ne şu eski divan kalacak
Ne çiçekli perdeler

Şimdiki aklımla ah bir sorsalar bana
Desem
O tertemiz günlerim
Hani şimdi neredeler
Ben ay sonunu nasıl getireceğim diye
Hesaplar yaparken bir gün
Oğlum nefes nefese yararak ortalığı girdi içeri
Yumuşacık kakaolu kekler yapmış dedi karşı evin annesi
Çok geç anlıyor insan anne
İlle de kendi annesi
İlle de kendi annesi

DENİZ İNAN



Aralık 30, 2021





CAHİDE SONKU


Selam Dostlar;

buraya kadar geldiyseniz 
bu eşsiz kadını benim gibi
yakından tanımak istiyorsunuz.
Ben de bilirdim, tanırdım tabiki bu güzeller güzelini.
Ama  bu kadar iyi değil.
Belgeseli ekliyorum.
En kısa zamanda  Eyüphan ERKUL'un hayatını yazdığı
    Cahide - Melekler Yeryüzünde Yaşayamaz
kitabını alıp okumayı planlıyorum.


Yılın son günlerinde hatırladığımız bu özel kadın nurlarda uyusun.







 

Ekim 31, 2021

Adile Naşit...




 Hababam Sınıfı''nda okul zili ile merdivenlerden koşarak inen Hafize Anamız, ''Neşeli Günler'’in inatçı turşucusu Saadet Hanım, Adile Teyzemiz, canımız, bir dönemin çocuklarını ‘’Uykudan Önce’’ masallarıyla büyütmüş kadın, Adile Naşit.

Biricik oğlunun yokluğunun pansumanı olarak kendini çocuk sevgisine adadığından mıdır bilmem, sadece ekranda gördüğümüz bu kısa boylu, tonton kadını hepimiz anne bildik muhtemelen. O bizim Hafize Anamız oldu. O ağlarken gülüşüyle acılarımıza perde oldu. Belki de işte sadece bu yüzden çok sevdik biz Hafize Anamız’ı. Çünkü o her çocuğu kuzucuğu olarak sevdi ve sevgisini hissettirdi.

Adile Anne’nin çocukluğu ve okul yılları

Adile, 17 Haziran 1930’da doğduğunda tiyatro oyuncusu annesi Amelya ve komedyen babası Komik-i Şehir Naşit (Naşit Özcan), kızlarına Adela Özcan adını verdi. Annesi, anne tarafından Ermeni, baba tarafınan Rum’du.

Adile, mesleğini doğuştan seçmiş olabilirdi. Çünkü sanat dolu bir ailede büyüdü. Dedesi Kemani Yorgo Efendi, anneannesi de zamanının meşhur kantocularından Küçük Verjin’di. Abisi Selim ve yıllar sonra evleneceği Zeki Keskiner de bir tiyatro sanatçısıydı.

Adile, ailesiyle huzurlu bir çocukluk geçirdi. Ancak öğrenim hayatını 14 yaşına geldiğinde sonlandıracaktı. Onun serüveni gencecik bir kızken başladı.

Adile tiyatroya giriş yapıyor

Adile 14 yaşında okulu bıraktı, çünkü babası ölmüştü. Hayat artık buruk bir eğlence olacaktı onun için.

İstanbul Şehir Tiyatroları Çocuk Tiyatrosu’na girdi. Sinema dünyasını güldüren babasının yansıması olarak sahnelerde olacaktı artık Adile. Halide Pişkin Tiyatro Grubu ile ilk kez ‘’Her şeyden biraz’’ oyuncularından biri olarak çıktı sahneye. Enerjisi mükemmeldi, babasının kızıydı. Gülen yüzü ile hafızalara kazınacağı aslında bu ilk adımla kendini göstermişti.


Adile Naşit kendisi gibi oyuncu olan Ziya Keskiner ile 1950’de evlendi.


Adile ve Ziya birbirini seviyordu ve mutluydu. 1952’de ilk ve tek çocukları olan Ahmet’in aralarına katılmasıyla mutlulukları perçinlendi. Sağ yanağında karakteristik bir benle doğan Ahmet, onları çekirdek aile yapmıştı.

Ahmet büyümüş, okullu olmuştu. Mutlu ailelerinin üzerine ilk gölge Ahmet ikinci sınıftayken düştü. Çünkü rahatsızlanması sonucu hastaneye götürdüklerinde kalbinin doğuştan delik olduğunu öğrendiler.

Ahmet, uzun yıllar okula gidemedi. Dışarıdan bitirme sınavlara giriyordu. Böyle böyle ortaokula kadar gelmişti.Ahmet ameliyat olmalıydı. Ahmet, ortaokul bitirme sınavları sürecinde kalbi ciddi bir şekilde rahatsızlanmıştı ve doktorlar onun ameliyat olması gerektiğini söylüyordu. Ancak bu ameliyat o zamanlar Amerika’da yapılıyordu ve ne Adile’nin ne de Ziya’nın masrafları karşılayacak gücü vardı.

Adile Naşit sanat camiasında çok seviliyordu. Sanatçı dostları yetişti yardımlarına. O dönemde gerekli miktar 100 bindi. Sanat camiası, tiyatrolar, gazeteler ayaklandı. İstanbul Tiyatroları bir gecelik gelirini bağışladı. Üstüne bir de ‘’Gece Yarısı Tiyatrosu’’ düzenlendi. Dönemin gazeteleri de paranın kalanını denkleştirmek için kampanyalar başlattı. Nihayet Ahmet ameliyata gönderildi.




Adile Naşit’in oğlu öldü

Aslında Ahmet’in ameliyatı çok iyi geçmişti, iyileşecekti. Ama ameliyat sonrasında bir gün beklenmedik kötü bir sürprizle Ahmet komaya girdi. Bu bekleyiş annesi ve babası için derin bir sessizlikti.16 Haziran 1966’da Ahmet gözlerini artık bir daha açamayacaktı. Girdiği komadan hiç uyanamadı. Üstelik yarın annesinin doğum günüydü.Oğlunun ölüm haberini aldıktan sonra

Adile Naşit oğlunun ölüm haberini İzmir’de bir oyununun öncesinde aldı. Yıkıldı, kahroldu, ama gözyaşlarını içine akıtmayı tercih etti. Aldığı haberin yıkıcılığına rağmen her zamanki şen kahkahasını yüzüne maske edip sahneye çıktı ve seyircisini güldürdü.


Bugün, tüm hayatının değişeceği gündü. Bizleri güldürmeye bugün bile devam eden Hafize Ana’nın kahkahalarının ardında oğlunun hasreti ve yasının ilk günkü tazeliği vardı.

Oyun bitiminde İzmir’den İstanbul’a döndü. Perişan haldeydi. Yeni bir hayat onu bekliyordu. Adile, bir daha asla uçağa binmeyecek ve doğum gününü kutlamayacaktı.

Kendini tiyatroya, sinemaya ve çocuklara adadı.

1976’da ‘’İşte Hayat’’ ile Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülün'ü aldı.


Münir Özkul ile başrolleri paylaştığı filmlerindeki anne karakteriyle daha da ünlendi. İçinde yara olan anneliğinin kabuk bağlamasına hiç izin vermedi. O yarayı hep kanattı. Çünkü biliyordu, bir acı ancak böyle mutlu ederdi insanı.

Masalcı Teyze, Adile Naşit

1980’de TRT Ankara Televizyonu prodüktörlerinden İlhan Şengün, Adile Naşit’e ‘’Uykudan Önce’’ programını teklif etti. Artık Adile Naşit, her gece sessiz evinde oğlunun fotoğrafına bakarak ona anlattığı masalları kuzucuklarına, yani o dönemin çocuklarına televizyondan anlatacak ve hikayeler okuyacaktı. Tek kanallı televizyon döneminde bu program Adile Anne’nin kuzucukları tarafından çok beğenildi.

Yılın Annesi, Adile Naşit

Hayat aşkla bağlandığı ve yaralandığı yerde tutar insanı ve sen o yörüngede dönmek istersen asla çemberin dışında kalmazsın. Üstelik ödülün de vardır.

Her insanın ödülü elle tutulur gözle görünür bir takdirle sunulmaz belki, ama Adile Naşit’e sunulmuştu.

Tiyatro oyunları ve sinema filmlerinde yarattığı ‘’anne’’ karakteri, kendine has özelliklerini doğru bir şekilde aktarımı onu Türk Sineması’nın unutulmazları arasına kattı. Üstüne bir de kuzucuklarının sevgisi vardı. Bu karakter onun 1985’te ''Yılın Annesi'' seçilmesini sağladı. Bu onun hayattan aldığı en özel ödüldü.

Adile Naşit’in eşi öldü

Adile Anne sevdiklerinin ölümüne şahit olmuş insanlardan biriydi. Bu onun belli ki kaderiydi. Temmuz 1982’de kaybettiği biricik oğlunun babası, sevgili eşi Ziya Keskiner öldü.

Bu ölümün ardından 16 Eylül 1983’te Adile Naşit, Cemal İnce ile gizlice evlendi. Özel hayatını her zaman saygılı ve gizli yaşadı.

Adile Anne bağırsak kanseri olmuştu. Kanserle savaşırken de mesleğini ve çocukları asla ihmal etmedi. Ancak bünyesi savaşı kaybetti ve o, 11 Aralık 1987’de öldü.

Adile Anne yaşamın hakkını vermiş, her kalbe sevgiyle dokunmuş ve 52 yaşında oğlu ve kocasına kavuşmuştu.

Onu neden sevdik

Filmlerini muhtemelen tek tek yazsak bu yazı uzar da gider. Onun olmadığı bir Türk filmi neredeyse yok gibi bir şey, ki bu biyografi de onun duygularına dokunma odaklı aslında.

Ben onu en çok şurada sevdim diyemiyorum. Her filminde aynı duygu yüklü anne vardı çünkü. Annelik, Adile Naşit’in eteklerinden dökülür de o yanacıklarından sıcacık öpmek isteriz ya hani, size de olmuştur. Bugüne kadar fark etmediyseniz şöyle bir düşünün ve yüzünüzdeki gülümsemenin sebebini bulun derim.

Hatta Adile Naşit, bir de ünlü komedyen Kemal Sunal ile bir araya gelmişse, gülümsemenizi bir daha değerlendirin.

Sonra Gırgıriye’de ne çok eğlendiğinizi, Mavi Boncuk’ta bir romantik komediden az önce uyandığınızı, Talih Kuşu’nu hatırlayın. Onun samimiyetini, tam bir anne modeli tontonluğunu, ne çok sevdiğinizi anımsayın. Her zaman bizden biri oluşunu içimizde sıcacık hissettiğimizi ve hepimizin bugün bile onun kuzucuğu olduğunu düşünün. Eminim bu koca yürekli annenin kalbi bunu şimdi bile duyacaktır.

İyi ki…

(kaynak:/www.ensonhaber.com/biyografi/oyuncu/adile-nasit-kimdir)

GÜRCİSTAN'ın başkenti TİFLİS


   Şubat 2021 de gittik. Daha doğrusu Ahmet Enişteye (eşime) takıldıydım. 2 video olarak aşağıya bırakıyorum.💜Yorumlarınızı bekler, selam ederim:)