Mart 23, 2023

Boşver Be Yaşı Başı!


Boş ver be yaşı!
Gönlün ne kadar genç ondan haber ver?
Şöyle atıp koyu grileri-siyahları sabahtan
sarı bir kaşkol atabiliyor musun boynuna, ondan haber ver?
Koyma bir kenara yüreğini, aç kapılarını,
Gelene geçene yol verme girsin içeri diye,
Ama gömme başını toprağa bir çift güzel göz uğruna.
Bilirim yine yeşerecek bir çiçek bulursun bir dalda,
Ama aklını kaybedecek kadar bir aşk varsa avuçlarında,
bırak aksın yollarına.
Yağ geç, yık geç kimse, kimse inanmazsa inanmasın
sen inan yüreğine.
hem ona geçmezse kime geçer sözün?
Büyü büyü..
Bak ellerin ayakların kocaman,
aklında maşallah yerinde
E ne diye tutarsın yüreğini uçmasın diye.
Akıllı ol, yüreğin gelir peşinden
boş ver yaşı başı,
Aşk var mı aşk, ondan haber ver?
Takılmışım yüzündeki, gözündeki çizgilere
o çizgilerin yüreğine neler kazıdığını düşün,
Atmak mı istiyorsun kendini dereye soğuk bir kış günü.
Öl gitsin…
Parayı pulu savurup
bir balıkçı köyünde balık mı tutmak istediğin,
Savrul gitsin..
Boşver be yaşı başı,
kim tutar seni kim,
Kendi yüreğinden başka?
Aklını al da öyle git…
İster bir duvara, ister bir odaya, kıra, bayıra vur da git.
Dert etme ellerini, onlarda gelir seninle birlikte bırakmadıkça birine.
O biride gelir, gerçekten istediğin oysa,
Seveceksen ve öleceksen uğruna…
Yaşa be yaşa da öyle git, gireceksen toprağa.

Yaş 70’e gelse bile, hayat daha bitmemiş,
Sen mi biteceksin?
Çekeceksen bile bayrağı,
yaşadım ULAN DİBİNE KADAR diyemeyecek misin?

                          Can YÜCEL (1926 🌹 1999) 


Mart 22, 2023

21.MART NEVRUZ NEDİR?


Dostlarım araştırdığınızda göreceksiniz ki; tarihte sadece Türkler de değil  Orta Asya bir çok halkın baharın gelişi olarak bu günü  kutladıklarını göreceksiniz. 2010'da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 3000 yıldan beri kutlanmakta olan Pers kökenli bu şenliği, Dünya Nevruz Bayramı ilan etmiştir


🌸🌷🌺🪷🌺🌷🌸 🌸🌷🌺🪷🌺🌷🌸 🌸🌷🌺🪷🌺🌷🌸

Türkler, Ergenekon’dan 

çıkmak için yol aradılar; 

bulamadılar. 

O zaman 

bir demirci dedi ki: 

”Bu dağda bir demir 

madeni var. 

Yalın kat demire benzer. 

Demirini eritsek, 

belki dağ bize geçit verir.

” Gidip demir 

madenini gördüler. 

Dağın geniş yerine 

bir kat odun, 

bir kat kömür dizdiler. 

Dağın altını, 

üstünü, yanını, 

odun kömürle doldurdular. 

Yetmiş deriden yetmiş 

büyük körük yapıp, 

yetmiş yere koydular. 

Odun kömürü ateşleyip 

körüklediler. 

Tanrı’nın yardımıyla 

demir dağ kızdı, 

eridi, akıverdi. 

Bir yüklü deve 

çıkacak denli  yol oldu.


Sonra gök yeleli 

bir Bozkurt çıktı ortaya; 

nereden geldiği 

bilinmeyen. 

Bozkurt geldi, 

Türk’ün önünde 

dikildi, durdu. 

Herkes anladı ki 

yolu o gösterecek. 

Bozkurt yürüdü; 

ardından da 

Türk milleti ve Türkler, 

Bozkurt’un önderliğinde, 

O kutsal yılın kutsal ayının 

kutsal gününde 

Ergenekon’dan çıktılar.

Türkler o günü, 

o saati iyi bellediler. 

Bu kutsal gün, 

Türklerin bayramı oldu. 

Her yıl o gün 

büyük törenler yapılır. 

Bir parça demir 

ateşte kızdırılır. 

Bu demiri önce 

Türk kağanı kıskaçla 

tutup örse koyar, 

çekiçle döver. 

Sonra öteki 

Türk beyleri de aynı işi 

yaparak bayramı kutlarlar.


Ergenekon’dan 

çıktıklarında 

Türklerin kağanı, 

Kayı Han soyundan gelen 

Börteçine (Bozkurt) idi. 

Börteçine bütün illere 

elçiler gönderdi; 

Türklerin Ergenekon’dan 

çıktıklarını bildirdi. 

Ta ki, eskisi gibi bütün iller 

Türklerin buyruğu altına gire. 

Bunu kimi iyi karşıladı, 

Börteçine’yi kağan bildi; 

kimi iyi karşılamadı, 

karşı çıktı. 

Karşı çıkanlarla savaşıldı 

ve Türkler hepsini yenerek 

Türk Devleti’ni dört bir 

yana egemen kıldı. Prof Dr. Ruhi Ersoy


🌸🌷🌺🪷🌺🌷🌸 🌸🌷🌺🪷🌺🌷🌸 🌸🌷🌺🪷🌺🌷🌸



Mart 21, 2023

Akşama güzel bir melodi gelsin🌸

 Bütün çiçekleri koparabilirsiniz; 

ama baharın gelişini engelleyemezsiniz.. Pablo Neruda



Mart 20, 2023

Üç Nal nedir bilmek ister misiniz?

 


Şinasi Beray, 1946 yılında, babasından kalma evin alt katındaki ahırı temizleyip meyhaneye çevirir. Ahırdan bozma olduğu için adını “ÜÇ NAL Lokantası” koyar.
Mekanın müdavimleri, Ankara Lisesinden sınıf arkadaşı Orhan Veli, Cahit Sıtkı Tarancı, Melih Cevdet Anday, Sebahattin Eyüboğlu, Can Yücel gibi Türk Edebiyatının dev isimleridir. Yahya Kemal dahi İstanbul'dan gelişinde uğramayı ihmal etmez, Orhan Veli'nin şiir tarzı onun tarzına bir başkaldırı olmasına karşın.

Duvarlarında hep bir şiir karalaması olduğu söylenir. 

Karikatürist Ratip Tahir Burak, veresiye defterine bir karikatür çizer ve üzerine, “İş dördüncü nalla bir ata kaldı, bir de meydana” yazar. Bunu gören Orhan Veli, hemen altına
“Üç Nal ‘a Gelen, dört nala Gider” diye ekler.
Üç Nal'ı en çok seven kuşkusuz Orhan Veli'ydi. 

Şair Orhan Veli, 10 Kasım 1950 günü Üç Nal Meyhanesinden çıkar, giderken belediyenin açmış olduğu bir çukura düşer ancak bu olayı önemsemez ve İstanbul’a döner.

14 Kasımda bir arkadaşının evinde öğlen yemeği yerken fenalaşır. Sonuç olarak Cerrahpaşa Hastanesinde yanlış teşhisle “Alkol zehirlenmesi” tedavisi uygulanır. 
Gece yarısına doğru öldüğünde henüz 36 yaşındadır.

Liseden edebiyat hocası olan Ahmet Hamdi Tanpınar onu son kez yoğun bakımda yatarken ziyaret edişini elemle anlatır. Vefatı Ankara ve İstanbul radyolarının yanı sıra Roma, Paris bbc ve Amerikanın sesi radyolarından da ilan edilir. Babası dahi oğlunun vefatını radyodan duyar ve inanmak istemez... 

Cenazesinde yollar insanla dolup taşar, tüm edebiyat çevresinin yani sıra halk da akın eder ve öğle saatinden önce bölgedeki tüm kahveleri doldurur.
Edebiyatımızın "Garip Akımı" nın kurucusu bir garip Orhan Veli'den geriye yazdığı şiirler ve Ankara'da o en sevdiği mekanın hatırası kalır...