Şubat 02, 2020

Üç güzel çocuk...üç güzel adam🦋🎈🦋



Benim doğduğum topraklar da;
Gelibolu'da
yüzyıllarca Türk, Rum,Yahudi, Ermeni halkları hep birlikte yaşamışlardır.
Birbirleriyle didişmeden, koyun koyuna...

Örneğin; babamın hem asker hem de esnaf arkadaşı Yasef  Amca 1960'lı yılların başında  İsrail'e göç etmişler. Rahmetli babacığım arkadaşını  özlemle anlatırdı.
Çocukken beraber çitlembik ağacına nasıl tırmandıklarını,
ceplerine çitlembikleri nasıl doldurduklarını sonrasında da beraberce nasıl yediklerini...

Babamı dinlerken kocaman bir fotoğrafın içersine girerdim.
Bu fotoğrafta babamın  ben de arkadaşı olurdum. 🎈🎈
Necati ve Yasef ile ağaca tırmanıp, onlarla çitlembik toplardım...
Sonrasında iskelede oturup ayaklarımı da denize sokar,  çitlembikleri onlarla bir güzel yerdim😊

💢💢💢

İnternetin hızlandığı ve mailleşmenin yaygınlaştığı 2000'li yılların başında  Ahmet bir mail aldı.
 O yıllarda Ahmet'te, www.gelibolu.net sayfasıyla uğraşıyordu.
Bu mail de bu sayfa aracılığıyla gelmişti.

Aslında buna sadece mail demek eksik olur.
Yaşanılan şey bir mucizeydi ...
İki temiz yüreğin, ne olursa olsun asla birbirlerini unutmadıklarının kanıtıydı.❤

Çünkü bu mail;
 İsrail'den Yasef Amca'nın oğlundan geliyordu.🙏

Yine bu mail de;
Babasının çok hasta olduğunu ve bu hasta babasının
çocukluğunun, gençliğinin geçtiği Gelibolu'yu çok özlediğini yazıyordu.
Bir de asker arkadaşı Necati Usta'yı (babamı) tanıyıp tanımadığımızı soruyordu.😔

Anneme söyledim hemen.
Çoook sevindik...karmakarışık  duygularla cevapladık maili.
Telefon numaralarını istedik, verdiler.
Hemen  aradık.

Yasef Amcam çok hasta olduğundan konuşamıyordu.
Biz de evlatlarıyla konuştuk.
Kaşıyla ,gözüyle hasta yatağından babamı sorduğunu söylediler.
Telefonda, evlatlarına babamı kaybedeli 10 yıl olduğunu  usulcacık söyledim. Ve ekledim;
"Yasef Amcam üzülmesin, ona söylemeyin babamın öldüğünü. Ona deyin ki; Necati çitlembikleri toplamış seni bekliyormuş, çabuk gelecekmişsin yoksa hepsini o yiyecekmiş."..😢

💢💢💢

Ben bunu neden paylaştım?
Bu gün "Mübadelenin İki Köyü" belgeselinin 2. bölümünü seyrederken orada
Fehmi Amca'yı tanıdım.
Fehmi YILMAZ, Yunanistan'ın Krifçe köyünde doğar.
Çocukken Krifçe'de kuyuya düşer. Sonra ne mi olur?

Fehmi Amca 80 yıl bile geçmiş olsa o kuyunun peşine düşer...
"İnsanın anayurdu çocukluğudur" sözünü de yine benim aklıma getirir.

Tarihe, geçmişe meraklıysanız,
bir de sımsıcacık insan ilişkilerini de özlediyseniz diye buraya bırakıyorum...




1 yorum:

  1. Hocanım çok duygulandım,eskiye büyük bir özlem var içimde😔⚘

    YanıtlaSil