Nisan 27, 2024

Kokular ve Müzikler

Üniversitede ilk yılımdı. Hocamız sormuştu. İnsanlar neyi unutmazlar? Tabii ki yaşlar 17-18. Herkesin aklında aşk meşk🤗 Tamam, dedi hocamız . Haklısınız çocuklar.  İlk aşklar, sevdalar unutulmaz. Amaa insanlar kokuları ve müzikleri de unutmazlar….

💫Hani birden bire bir koku geliverir burnuna yada bir müzik çalar ansızın. Seni alır götürür bir yerlere, sevdiklerine, sevmediklerine, mutlu olduğun yada mutsuz olduğun o anlara. Yüreğine koca bir hüzün yada neşe çöker yaaa…

💫💫İşte şu müzik var ya şu müzik beni çocukluğuma götürüyor. Gelibolu‘dayım. İlkokul 2. sınıfın yaz tatilindeyim. Babam sağ. Annem mutfakta. Kızartma yapıyor. Evi doldurmuş patlıcan, biber kokusu. Birazdan köfte de kızartır patatesle. Hem benim annem çok güzel yapar köfteyi.

💫Oturma odasındayım. Kızkardeşimle divanda oturuyoruz. Heidi başlıyor. Yüreğim elimde. Çok mutluyum. Bulutların üzerine sanki ben yatıyorum. Onunla ben koşuyorum. Keçilerle , Peter ile dağlara çıkıyorum. Doya doya seyrediyorum siyah beyaz televizyonumuzdan bu güzel kızı. Sonra büyüyorum. Babam da yok Heidie de…

💫💫 Ahhh! yaşarken anlamadığımız ama yaşayıp bittikten sonra burnumuzun direğini sızlatan o güzel, o mutlu, o küçücük anlar…

Babamı, çocukluğumu özledim😔



Nisan 24, 2024

Gaslighting

 

Jack, her gece evdeki gaz lambasını bir önceki güne göre giderek daha fazla kısar.

Karısı Bella ışığı onun kıstığını bilmez ve devamlı kocasına sorar:

Primis Player Placeholder

“Gaz lambası giderek daha mı az ışık veriyor.?”

Jack ona sinirlenir, “Sana öyle geliyor” der.

Bella ne olduğunu anlayamaz.

Işığın her gün biraz daha azaldığından emindir ama kocasının tepkisi yüzünden ışığın azalmadığına inanır.

Kendisinden şüphe duymaya başlar...

Bu şekilde karısını delirtmeye çalışan Jack’in uyguladığı bu yöntemi, *Gaslight* isimli bir tiyatro oyununda izleriz. Oradan bir filme aktarılır. Ve nihayetinde psikiyatride bir terime evrilir.

*Gaslighting*, ikili ilişkilerde bir tarafın diğer tarafa uyguladığı psikolojik şiddeti tarif eden bir terim.

Karşısındakini çeşitli hileli tavırlar ve ithamlarla güçsüz, muhtaç, sorunlu ve hatalı olduğuna inandıran taraf, onu bu yöntemle yönetir, özgüvenini zedeler ve kendine bağımlı hale getirir.

Aslen bir egemen ve mağdur ilişkisinin tanımıdır.

Kadın erkek, arkadaşlık, akraba… ilişkilerinde sıkça rastlanır.

💫Işığı, başkaları kısar ancak insanda  ışığın kendi kendine kısıldığını sanır. Ve  bu çaresizliğinden kurtulmak için  ya hırçınlaşır ya da zamanla kendini yalnızlığa gömer.

Oysa yapması gereken tek şey vardır.

🍀 Oturduğu yerden kalkması...

🍀 Gaz lambasının düğmesini yoklaması...

🍀 Gerçekten kısılmış mı yoksa tamamen açık mı bakması...

O halde; Kendi ışığınızı kendiniz açın ki, yaşanılanların farkında olun.


Özetle Gaslighting;

 bireyin kendi akıl sağlığından şüphelenmesine yol açan duygusal istismar çeşididir. Genellikle de toksik ilişkilerde ortaya çıkmaktadır. İlişkide gaslightinge uğrayan kişi kendine özgüvenini yitirir, her an kendisini diken üstünde hisseder.


(alıntı)

Nisan 22, 2024

BENİM ÇOCUĞUM

Değerli Dostlar; aşağıda 5 ailenin katılımıyla hayata geçirilen bu belgesel  lezbiyen, gey, biseksüel ve trans çocuklarının hikayelerine bu sefer anne-babaların gözünden bakıyor. Ebevyenlerin ve çocukların hissettiği inkar, travma, çaresizlik, korku, utanma ve kabullenme insani duygular itiraf öykülerine yer verilmiş


Nisan 18, 2024

Anne Nasihatları ♥️

1. ßir kişiyi telefonla iki defadan fazla aramayın. Çağrınızı yanıtlamazlarsa, ilgilenmeleri qereken önemli bir şeyler olduğunu varsayın.

2. Ödünç aldığınız parayı, diğer kişi size ödünç verdiğini hatırlamadan önce iâde edin. ßu sizin dürüstlüğünüzü ve karakterinizi gösterir. Aynı şey para hâricindeki diğer şeyler için de qeçerlidir.

3. ßirisi size öğle / akşam yemeği ısmarlarken asla menüdeki pahalı yemeği sipariş etmeyin.Mümkünse onların seçtikleri yiyecekleri sizin için de sipariş etmelerini isteyin.

4. Hiç kimseye "  evli değil misin?", "Çocuğun yok mu", "Neden bir ev almadın?" ve ya "neden bir araba almıyorsunuz?" gibi sorular sormayın. ßunlar sizin sorununuz değildir.

5. Arkanızdan qelen kişi için dâimâ kapıyı açın. £rkek ya da kız, yaşlı ya da qenç olması fark etmez.

Toplum içinde birine iyi davranmak sizi küçültmez.

6. ßir arkadaşınız sizin için bir ödeme yaptıysa, bir dahaki sefere siz ödeme yapın.

7. Farklı qörüşlere sayqı qösterin.

Unutmayın, birinin 6 gördüğü, size 9 qörünebilir.

Ayrıca, ikinci qörüş bir alternatif için iyidir.

8. İnsanların konuşmasını asla bölmeyin. Konuşmalarına izin verin.

Dediklerinin hepsini duyun ve hepsini filtreleyin.

9. Konuşurken qereksiz konulara qirmeyin.

Asıl konuyu anlaşılır şekilde anlatmaya çalışın.

10. ßirisiyle dalqa qeçer ve onlar bundan hoşlanmazsa, durun ve bir daha asla yapmayın. İnsanları daha fazlasını yapmaya teşvik edin ve ne kadar minnettar olduğunuzu qösterin.

11. ßiri size yardım ederken "teşekkür ederim" deyin.

12. Arkadaşlarınızı kamuoyunda övün. ßaş başayken eleştirin.

13. ßirinin kilosu hakkında yorum yapmak için hiçbir zaman bir neden yoktur. "Harika qörünüyorsun" demen yeterli. Kilo vermek hakkında konuşmak istiyorlarsa, zâten yapacaktır.

14. ßiri size telefonunda bir fotoğraf qösterdiğinde sola veya sağa kaydırmayın. Sırada ne olduğunu asla bilemezsiniz.

15. ßir arkadaşınız size doktor randevusu olduğunu söylerse, bunun ne için olduğunu sormayın, "Umarım iyisindir" demeniz yeterlidir.

Onları, size kişisel hastalıklarını söylemek zorunda kalma qibi rahatsız edici bir duruma sokmayın. ßilmenizi isterlerse, bunu zâten söylerler.

16. Temizlik qörevlisine CEO ile aynı sayqıyı qösterin.

Altınızdaki birine ne kadar kaba davrandığınızdan kimse etkilenmez, ama insanlar onlara sayqılı davranırsanız bunu fark edeceklerdir.

17. ßir kişi doğrudan sizinle konuşuyorsa, telefonunuza bakmak kabalıktır.

18. Sizden istenene kadar asla tavsiye vermeyin.

19. Kimseye qerek yokken yaşını ve maaşını sormayın.

20. Sizi doğrudan ilqilendirmeyen herhanqi bir şey olmadıkça işinize odaklanın.

21. Sokakta biriyle konuşuyorsanız qüneş qözlüğünüzü çıkarın.

ßu bir sayqı qösterqesidir. Göz temâsı konuşma kadar önemlidir.

22. Yoksulların ortasında asla zenqinliğinizden bahsetmeyin. ßenzer şekilde, çocuğu olmayanların yanında çocuklarınız hakkında konuşmayın.

23. Cep telefonlarınız ile konuşurken, başkalarının sizi dinlemek zorunda kalmamasına dikkat edin.

Nisan 16, 2024

İĞNECİLER SINIFI!!!

 

Türkiye'nin en önemli liselerinden olan İstanbul Erkek Lisesi, 1925 yılında enteresan bir olaya sahne oldu. Öğretmene şaka yapmak isteyen bir öğrenci tüm sınıfın kaderini değiştirdi.

İstanbul Lisesi’nin onuncu sınıf öğretmeni Salih Hoca ile öğrenciler arasında garip bir olay gerçekleşir.

İstanbul Lisesinin onuncu sınıfının öğretmen sandalyesine bir iğne yerleştiren öğrenciler, pusuya yatıp Salih Hoca’nın iğnenin üstüne oturmasını izleyeceklerini düşünürler.

Öğretmen zili çalınca o sınıfta dersi bulunan Arapca öğretmeni (Salih Hoca) sınıfa giriyor. Sandalyeye oturacağı zaman cübbesini iki eliyle düzeltirken eli bir iğneye değen Salih Hoca ise oturduğu yere bir iğnenin yerleştirildiğini hisseder, sandalyeye oturmaz ve deftere imzasını attıktan sonra;

“Ben bu muameleye layık değildim, sizlere çok teessüf ederim” diyerek dershaneyi terk eder.

Meseleyi Müdür Besim beye bildirir ve istifasını verir.

Ondan sonra hızlıca araştırmaya geçen disiplin kurulu işin failini bir türlü bulamaz. O sınıfın dersleri durdurulur ve araştırmalar devam eder. Fakat hiçbir öğrenci itirafta bulunmaz.

Sonrasında, 1925 yılının öğretmenler toplantısı düzenlendiği gün, öğretmenler odasında çaylar içilirken odaya birden Müdür ile lisenin güvenliği içeri girer ve müjdeyi verir… “Muhterem hocamız Salih efendinin sandalyesine iğneyi koyan iğneci sınıfın tamamen ihracına karar verdik. Çünkü failini ele vermiyorlar…”

Sonrasında ise sınıftaki 41 öğrenci İstanbul Erkek Lisesi’nden Bursa Lisesi ’ne sürgüne gönderilir.

Olaydan seneler sonra ise, Salih hocanın sandalyesine iğneyi koyan kişinin başka sınıftan olduğu anlaşılır. Ama İğneciler olarak adlandırılan ve Bursa ’ya sürgüne gönderilen sınıf ise çoktan mezun olmuştur bile…

1925 yılının 10’uncu sınıfı, yani “iğneciler” arasından kimler çıktı:

228 Sait Efendi: Arkadaşları arasındaki lakabıyla H2O, yani sulu Sait. Ünlü hikayeci 

Sait Faik Abasıyanık...

697 Rahmi Efendi: Ünlü hekim, politikacı, şair ve akıl hastalıkları uzmanı Dr. Rahmi Duman...

748 Saffet Efendi: Ünlü hukukçu Saffet Nezihi Bölükbaşı...

725 Feridun Efendi: Ünlü gazeteci ve yazar Hikmet Feridun Es...

Sabri Efendi: Türk politika ve diplomasi hayatının unutulmaz isimlerinden, eski Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil...

Sıtkı Efendi: Demokrat parti döneminin ünlü bakanlarından Sıtkı Yırcalı.

Hikmet Feridun Es’in şu sözü çok meşhurdur; “Biz 43 iğneci idik. Fakat sonradan o kadar çok kişi iğneci sınıftan olduğunu iftiharla iddia etti ki, hayret etmemek mümkün değil …”

"Koca sınıf Bursa’ya sürülüyor, veliler müdürün odasını basıp tehdit etmiyor. Disiplin kurulundaki hocalar tehdit edilmiyor. Kalitenin tesadüf olmadığı, ahlaklı olmanın kişiye ve topluma ne kadar büyük bir etkisi olduğunu tekrardan anlamış olduk.”

Alıntı

Nisan 13, 2024

KADINLAR NE İSTER 🙂

 

Harun Reşit savaşta esir aldığı düşman Generale :-Hayatını bağışlarım ama bir şartım var , der. ”Kadınlar hayatta en çok ne ister?” budur bilmek istediğim… Bu sorunun yanıtını getir kurtar kelleni der.

General sorar soruşturur bu çetin sorunun yanıtını aramaya başlar ve Kafdağı’ndaki bir cadının bunu bildiğini öğrenirGünlerce gecelerce at koşturur, cadıyı bulur ve sorar:

-Kadınlar hayatta en çok ne ister?

Korkunç cadı yanıt için öyle bir şart ileri sürer ki yenilir yutulur cinsten değil…

-Evlen benimle!.. O zaman öğrenirsin ancak istediğini…

Bu ölümcül teklifi kabul eder General ve doğru yanıtı alır almaz koşar Harun Reşit”e ve :

-Kadınlar en çok kendi özgür iradeleriyle hareket etmek ister!.

Harun Reşit Generalin hayatını bağışlar, ancak General cadıya da evlenmek için söz vermiştir.

Neyse evlenirler. İlk gece General bir bakar ki , o korkunç cadı dünyalar güzeli bir afete dönüşmüş karanlık odada….. Konuşur cadı :

- Benim kaderim böyle…. Günün sadece yarısı güzel olabilirim, diğer yarısı çirkinim, der. Ne dersin? Geceleri seninleyken mi güzel olayım, yoksa sen gündüzleri dışarıdayken mi?…..

General düşünür ve:

- Sen bilirsin kararı kendin ver, der.

İşte o an korkunç cadı sonsuza dek güzel bir kadın olarak kalır.

Peki, bu öyküden çıkarılacak 3 ders nedir?

1. Kadınlar en çok kendi özgür iradeleriyle hareket etmek isterler.

2 .Özgür iradesiyle hareket eden bir kadın her zaman güzeldir.

3. İster güzel olsun, ister çirkin olsun her kadın aslında bir cadıdır:)

Hayatınız seçtiğiniz kadındır.

Zevkli bir kadına rastlarsanız zevkiniz,

bilgili bir kadına rastlarsanız bilginiz,

zeki bir kadına rastlarsanız zekanız gelişir.

Hayat kat kattır. Babil”in Asma Bahçeleri gibi teraslar halinde yükselir ve bir terastan bir terasa sizi kadınlar götürür. Ve bugün durduğunuz teras, seyrettiğiniz manzara, gördüğünüz hayat yanınızdaki kadının terası, manzarası ve hayatıdır…

Hayatınız seçtiğiniz kadındır…👌 💙  💙

Nisan 06, 2024

♥️♥️♥️♥️

 İşte Benim Zeki Müren….♥️


nurlarda uyu

🌹🌹🌹🌹🌹

sevgi dolu bir dünyam var dört yanımda tüm insanlar 
dünya malı neye yarar dostluklarla yaşıyorum
şiirlerde romanlarda
gelmiş geçmiş zamanlarda
tamburlarda kemanlarda şarkılarla yaşıyorum 
sevgilerden nakışlarla mutlu mutsuz bakışlarla
kalpten kalbe akışlarla alkışlarla yaşıyorum

ben de sevdim bir zamanlar içimde bin hatıra var
herkes hayatını yaşar anılarla yaşıyorum
ne köşklerde ne sarayda

ne dünyada ne de ayda
benim yerim çok uzakta dualarla yaşıyorum
şarkılara duygu seren çilelere göğüs geren
dertli gönüllere giren işte benim zeki müren 

kimsesizlerin kimsesiziyim kimsesizim
yalnızların yalnızıyım yalnızım
dertlilerin dertlisiyim dertliyim
ıkların aşkıyım aşıkım

ismim mesut göbek adım bahtiyar
yıllarca hep böyle bildiniz siz
mesut bahtiyardan şarkılar dinlediniz"



Nisan 02, 2024

Anthony Hopkins ' in güçlü sözleri:

 


′′ Seni sevmeye hazır olmayan insanları serbest bırak

Bu hayatında yapacağın en zor şey.

Seni sevmeye hazır olmayanlara sevgini vermeyi bırak.

Değişmek istemeyen insanlarla zor sohbetler yapmayı bırak.

Varlığına önem vermeyen insanlar için görünmeyi bırak.

İçgüdülerinin etrafındaki herkesin iyi dileklerini kazanmak olduğunu biliyorum, ancak aynı zamanda zamanını, enerjini ve akıl sağlığını çalacak dürtüdür...

Hayatında memnuniyet , ilgi bağlılık ortaya çıktığında, herkes senin kadar dürüst olmayacak...

Bu, kim olduğunu değiştirmen gerektiği anlamına gelmez.

Bu seni sevmeye hazır olmayan insanları sevmeyi bırakman anlamına geliyor.

Zamanını harcadığın kişiler tarafından ince bir şekilde dışlanır, ince bir şekilde aşağılanır, unutulur veya kolaylıkla görmezden gelinirsen onlara ilgini ve enerjini sunmaya devam ederek kendine iyilik yapmazsın

Gerçek şu ki sen herkes değilsin...

Ve herkes senin için değil.

Bu dünyayı bu kadar özel yapan şey, arkadaşlığına, sevgine,dostluğuna önem veren olan birkaç kişiyi bulduğun zaman ve gerçek aşkı ...bunun ne kadar değerli olduğunu bileceksin...

Çünkü olmayan şeyleri tecrübe ettin...

Ama bunu yapamayan birisinin seni sevmesini sağlamak için ne kadar çok zaman harcarsın?

Bu gezegende milyarlarca insan var ve çoğu seninle kendi seviyelerinde sevgi titreşimleri icindeler...

Ama...

Seni yastık, ikinci plan seçeneği, terapist ve duygusal iyileşme stratejisi olarak kullanan insanların mahremiyetinde ne kadar kısa kalırsan senin icin doğru olan bu ...

Denemeyi bırakırsan ilişki biter...

Belki mesaj göndermeyi bırakırsan telefonun günlerce ve haftalarca sessiz kalır...

Birini sevmeyi bırakırsan gerçek olmayan aşk eriyebilir...

Bu bir ilişkiyi mahvettiğin anlamına gelmez!

Bu ilişkiyi tutan tek şey sadece sendin ve sadece senin onu tutmak için tuttuğun enerjiydi.

Bu aşk değil.

Bu bağlılıktır.

İstemeyenlere bir şans vermek istemektir!

Hayatındaki en değerli ve en önemli şey enerjindir.

Bu sadece senin zamanın ve sınırlı...

Bu senin enerjin!

Zamanını senin için uygun olmayan insanlarla geçirdiğin zaman neden bu kadar sabırsız olduğunu anlamaya başlarsın.

Hayatın için, kendin için ve tanıdığın herkes için yapabileceğin en önemli şeyin enerjini her şeyden daha vahşi bir şekilde korumak olduğunu fark etmeye başlayacaksın.

Hayatını güvenli bir sığınak yap,

Sadece seninle uyumlu kişilere izin ver...

İnsanları kurtarmak senin sorumluluğun değil.

Onları kurtarılması gerektiğine ikna etmekten sorumlu değilsin.

Her an insanlar için var olmak ve onlara hayatını vermek senin işin değil..

Çünkü eğer kötü hissediyorsan, görevde hissediyorsan, mecbur hissediyorsan onlara verdiğin iyiliği geri vermeyeceklerinden korkuyorsun...

Kaderin sevildiğini fark etmek ve hak ettiğini düşündüğün sevgiyi kabul etmek.

Gerçek bir dostluğu hak ettiğine karar ver.... gerçek bir bağlılık, sağlıklı ve başarılı insanlarla tam sevgi.

Sonra bekle...

Sadece bir süreliğine...

Ve her şeyin ne kadar değiştiğini izle..."


Anthony Hopkins

Mart 29, 2024

Nasılsın Kızım♥️♥️♥️

Bazı şarkılar vardır. İnsanı iyileştirir. Sarılır. Saçlarını okşar. Sırtını sıvazlar. Dersin ki; tek ben değilmişim yaaaa… yalnız değilmişim. Bu sözleri yazan da benim senin gibi üzülmüş, kırılmış ve yorulmuş…♥️ Çok seviyorum Hümeyra’yı. Sesini, duruşunu, oyunculuğunu… Rabbim uzun sağlıklı ömürler versin.

Bu arada seyretmeyenimiz varsa mutlaka seyredin olur mu👇❣️👇



Mart 24, 2024

Radyo Tiyatrosu

 … yeni başladım dinlemeye. Siz de dinlerseniz mutlaka yorum isterim 🤗♥️



Mart 22, 2024

KÜÇÜMSEYEN İNSANLAR

 

Başkalarını küçümseyen, aşağılayan, eğlence konusu yapan insanlarla karşılaşmak, yaşamın en kötü deneyimlerindendir.

Bu tür davranışlar duyguları incitir, değersiz hissettirir, yaşam sevincini yok eder.

✅Küçümseyen ve aşağılayan insanlarda empati yoktur. Empati, karşımızdaki kişinin gerçekleri ve ihtiyaçları ile bağlantı kurabilme yeteneğimizdir.

✅Onlar yalnızca başkalarının değil, kendi duygularının da farkında değildir.

✅Sağlıklı ilişkilerin gerektirdiği içtenlik, anlayış, hoşgörü, esneklik gibi alanlarda zayıftırlar.

✅Çoğu iletişim konusunda beceriksizdir.

✅Anlaşmazlık ve gerilime tahammül edemez, sorunları sakin ve akılcı biçimde çözemezler.

✅Duygu ve düşüncelerini zeki, yaratıcı bir dille ifade etmek yerine, küçümseyici bakışlar atma, yüz buruşturma, kendi kendine söylenme ve iç çekme gibi dolaylı yollara başvururlar.

Ne kadar da safsın,” “Ne hakkında konuştuğunu bilmiyorsun” ve “Gerçekten böyle düşündüğüne inanamıyorum” gibi ifadeler kullanırlar.

✅Bu insanlar aslında kendilerini de sevmez ve küçümserler.

✅Sanılanın aksine, özgüvenleri zayıftır.

✅Yaşamlarından memnuniyetsizdirler.

✅Her şeye olumsuz bakar, içlerindeki düş kırıklıklarını ve öfkeyi, başkalarına yansıtırlar.

✅Karşılarındakine zarar vererek kendi acılarından geçici bir süre kurtulmaya çalışırlar.

✅İlginin merkezinde olmak isterler.

✅Kıskançtırlar. Yanlışlar arayarak doyum bulurlar.

✅Başkalarının mutluluk ve başarıları onları mutsuz eder.

✅Güzel bir haber paylaştığınızda, başarınızın şans ya da tesadüf eseri olduğunu söyler veya hiç ilgilenmez; sevincinizi kursağınızda bırakırlar.

Böyle hisseden ebeveynler bile vardır maalesef.😒 Kendilerini önemli hissetmek ve hissettirmek için çocuklarına sürekli psikolojik baskı yaparlar.

✅Bazıları ise yetersizlik duygularını, eğitimlerini ya da entelektüel vasıflarını kullanarak kapatmaya çalışır.

✅Ama tüm bu çabaları onların, saygınlık kazanmasına yardımcı olmaz.

👉Bu insanların bir kısmında ciddi kişilik bozuklukları vardır. Çoğu, yetişme yıllarında yeterince ilgi ve sevgi görmemiş, sağlıklı biçimde bireyleşememiştir.

🍀🍀Yaşamınızda böyle insanlar varsa, zihin ve beden sağlığınız kolaylıkla bozulabilir. Anksiyete bozukluğu, panik atak, depresyon ve pek çok fiziksel hastalık bulgusu yaşayabilirsiniz.

🍀🍀İyileşme süreciniz ilaç değil, farkındalık ve bilinçlenme gerektirir. Çözüm için yapmanız gerekenler, duygularınızı tanımak, iletişim becerilerinizi arttırmak, özgüveninizi geliştirmek ve sınır çizmeyi öğrenmektir.

(Doç.Dr. Şafak NAKAJİMA)

Mart 18, 2024

DOKTOR TARIK NUSRET'İ TANIR MISINIZ?

 

Duydunuz mu hiç adını? 

O bir doktordu

O bir babaydı..

Çok acılı bir hikayesi vardır.

Bilmemiz gereken..

Anlatmamız gereken..

Herkesin okuması gereken...

🌹Çanakkale Savaşında siperlerin gerisinde yaralı askerlerin en çok ihtiyaç duyduğu şey “Morfin“di.

Doktorlar yaralı askerlere ağrı kesici bulmakta zorlanıyorlardı. Bu yüzden bir nöbet tutuluyordu.

Hastaların ameliyatı için hazırlanan çadırın önüne bir masa kurulmuştu..

Sedye ile gelen her yaralı, burada masaya koyuluyordu. Doktorun elinde enjektör, enjektörün içinde ağrı kesici..

Doktor ilk muayeneyi yapıyordu ve yaşama olasılığı olan, ameliyat edilmesi halinde yaşayacağına inandıkları askerlere ağrı kesiciyi yapıyordu..

Oysa gelen her yaralının ağrı kesiciye ihtiyacı vardı. Fakat herkese yetecek kadar ağrı kesici yoktu..

Doktor duygusal karar vermemek için yaralıların yüzüne bakmamakta, iyileşme şansı yüksek olan yaralılara ağrı kesici yapmaktaydı..

Yine doktorun önüne bir asker getirilir

Yaralının ağır yaralarına bakan doktor, askerin iyileşemeyeceğini öngörür ve ona ağrı kesiciyi yapmaz..

O sırada askerden iniltili bir ses duyulur..

“Baba!”

Herkesin gözü doktora çevrilir, yaralar içinde kıvranan asker doktorun öz oğludur..

Doktor buna rağmen yine ağrı kesiciyi oğluna yapmaz ve bir kaç saat sonra da oğlu şehit olur..

Doktor, şehit olan oğlunun cansız bedenine sarılır ve şöyle der:

“Affet oğlum, o senin hakkın değildi”😔

İşte bu topraklar hakkı olmadığı için tek bir ağrı kesiciyi bile oğlundan esirgeyen o güzel insanlar tarafından vatan yapılmıştır.

Ve bizim..

Çanakkale savaşını kazandığımız o tarihi anlardan biri de hiç şüphesiz Doktor Tarık Nusret’in hakkı olmadığı için öz oğluna ağrı kesici yapmadığı o an’dır..

🌹Tarihin sayfalarına adını kazımış tüm kahramanlara sonsuz saygıyla ve minnetle...♥️

Mart 13, 2024

Necdet Tosun…

 

 
Yeşilçam’ın görüp görebileceği en şeker, en vazgeçilmez aşçı karakteriydi. Neredeyse 200 kiloydu. Balıkesir Burhaniye’de yaşıyordu. Ortaokulu bitiremeden ekmeğini taştan çıkarmaya başladı; lokantada, leblebicide, terzide çırak olarak çalıştı…

🦋O sırada Burhaniye’de çalışan bir film ekibi onu İstanbul’a davet etti…

1957’de, “Allı Gelin”le sinemaya ilk adımı attı…

Aşçı rollerinde o denli başarılıydı ki, bazen aynı günde üç film setine yetişmek için çırpınıyordu…

18 yıl boyunca, kimilerine göre 400, bazılarına göre 500 filmde oynadı… Farkında olmadan dünya rekoru kırmıştı…

Yürürken göbeği kendisinden önce gidiyor, onun mimiklerine bakan gülme krizine giriyordu…

🦋1960’da sevdiği kadın Sevim Tosun’la dünya evine girdi. Bu aşkın meyveleri, ilk “tosun” Erdal, 1963’te doğdu. İkinci “tosun” Gürdal, dört yıl sonra gözlerini dünyaya açtı. Her iki “Yavru Tosun” dörder kilogram doğmuşlardı. Doğuştan iştahlıydılar, yani, zaten yemek yemeyi çok seven bir aileydi…

Çünkü, Sevim Anne öyle güzel yemekler yapıyordu ki…

🦋Necdet Tosun, çok sempatik bir şişmandı. Hep güler yüzlüydü. Bir setten diğerine koşarken ne yazık ki, para kazanamıyordu…

Akşam eve döndüğünde, cebinde deste deste para yerine bir senet koçanı olurdu… Geleceğe güvenle bakamıyordu…

🦋Çok sevdiği yavruları Erdal ile Güldal’ın sıkıntı çekmesini istemiyordu…

Birkaç yıl üst üste İzmir Fuarı’ndaki Benelüks Aile Gazinosu’nda şov yapıp, hayranlarını mest etti…

Geleceğe güvenle bakmak istiyordu. Çocukları için her şeyi yapmaya hazırdı. Çünkü bağırsaklarından şikayetçiydi…

O’na sanki kötü işaret veriyordu vücudu!

Oysa, Necdet Tosun, o tarihlerde henüz 40’lı yaşlarının ortalarındaydı…

Sonra… Çok acıklı bir şey oldu…🥺 O kocaman şahane adam, yeni bir iş için Almanya’dan teklif aldı…

Takvimler 1975 yılının, 27 Nisan’ını gösteriyordu…

Gurbet elde trafik kazası geçirdi. Hastaneye kaldırıldığında ağır yaralıydı. Durumu biraz düzelince İstanbul’a getirildi…

Ne var ki, o kazadan tam 13 gün sonra, 10 Mayıs 1975’te hayatını kaybetti…😔

Henüz 49’una yeni girmişti. Evlatları Erdal 13, Gürdal ise 8 yaşındaydı…

Tosun Ailesi’nin evi karalara boyandı…

Ama, ah, şu kader yok mu?

Necdet Tosun, geriye gözü yaşlı bir eş ve henüz çocuk yaşta iki erkek evlat bıraktı… Anne Tosun, iki evladını da iyi yetiştirmeye çalıştı...

Ancaaak… Bakın neler oldu…?

Necdet Tosun öksüz bıraktığında, büyük oğlu Erdal ortaokuldaydı. Konservatuvarı bitirdi; babası gibi oyuncu olmak istiyordu. Atıf Yılmaz teklif edince 17 yaşında, “Mine” filminde oynayarak sinemaya başladı…

Sonra İstanbul Devlet Tiyatrosu’na geçti, Uğur Yücel’le “Özel Tiyatro”yu kurdu…

Sonunda, her şeyi bıraktı, Yılmaz Erdoğan'ın BKM Oyuncuları arasına katıldı… “Bir Demet Tiyatro” oyununda, “Eyvah Necdet” karakteriyle büyük alkış topladı… Türkiye onu böyle tanıdı, babası gibi bağrına bastı…

Kasım’ın son günüydü. Sarıyer Büyükdere Caddesi’nde yaşayanlar sabaha karşı büyük bir gürültüyle yataklarından fırladılar! Kontrolden çıkan bir otomobil, Sarıyer’den Levent’e doğru giden Erdal Tosun’un aracına olanca şiddetiyle çarptı. Araçta sıkışan Erdal, oracıkta son nefesini verdi; diğer aracın sürücüsü ise yaralandı… Erdal, o sırada 53 yaşına yeni girmişti…

Tosun Ailesi’nden geriye Sevim Anne ile iki numaralı evlat Gürdal kalmıştı…

🦋Gürdal’ı, genç nesil hatırlar. Babasının genlerini taşıdığı için o da oyuncu olmuştu. Ağabeyi Erdal gibi konservatuvarı bitirdi, İstanbul Şehir Tiyatroları’nda sahne tozu yuttu…

🦋Gürdal Tosun, son olarak “Bir Demet Tiyatro” ekibinde görev aldı. Burada canlandırdığı “Bakkal çırağı Tombalak” tiplemesi hiç unutulmadı…

Delikanlılığından beri böbrek yetmezliği çekiyor, bir yandan da aşırı kiloları nedeniyle tedavi görüyordu…

Dört gözle uygun böbrek bekliyordu. Ne yazık ki o böbrek bulunamadı…

Dünya sevimlisi “Tombalak”, İzmir’deki Bozyaka Hastanesi’nde, en verimli çağında, henüz 33 yaşında hayata gözlerini yumdu…

Bir eş, bir baba, iki evlat kaybetmişti Sevim Tosun… Hepsi, son 60 yıl içinde hayatına girmişti. Üçünün de acısını hep içinde sakladı…

🌹2020 yılının Şubat ayında o da çok sevdiği eşinin ve iki erkek evladının yanına kanatlandı. Ne kocasına doyabilmişti, ne de evlatlarına....😥😥 (alıntı)



Mart 11, 2024

Neden "LEYLEK?"



Bilen bilir... Çocukluğumuzun ana karakterlerinden biridir LEYLEK. En azından benim için öyleydi. 
Gelmeleriyle yazı , gitmeleriyle kışı haber veren canım leyleklerimdi onlar benim.
Nedendir bilmem Gelibolu'da bizim mahalleye pek uğramazlardı. Ama  Lapseki'de dede evinin çevresindeki  her direğin, her çatının üzerinde olurlardı her mayıs.

Leyleklerimi doya doya incelerdim  dede-anneanne evine gittiğimde. Onların neresi olduğunu hiç bilmediğim sıcak ülkelerden gelip yine sıcak ülkelere gittiklerini düşünmek, yolda nelerle karşılaştıklarını hayal etmek ne kadar da heyecanlıydı. 
Ne şanslıydı bu leylekler hep hareket halindeydiler.. .
En çok onlar geziyordu, bildiğim tüm hayvanların içinde...
Sonra mı???
Kader bana "Sen misin elin leyleğini özenen"? dedi .
Tam 17 yaşımdan beri bavullar can yoldaşım:))
Üniversiteyle başlayan hareket halim  memuriyetimizle taçlandı.
2-3 yılda bir çıkan tayinlerle, leylekler gibi  sadece sıcak memleketlerini değil soğuk memleketlerini de gezdik canım Türkiye'min .
Allah bize sadece vatan toprağını değil ,dünya topraklarını da görmeyi nasip etti. ŞÜKÜR🌹
İşte canım dostlar; bundan ötürü bu trakyalı bacınızın, sembolü leylektir:)





Mart 10, 2024

Okul Yolunda

 Gençler bilmez ama bizler çok iyi biliriz bu efsane şarkıyı…♥️



Mart 08, 2024

8 Mart ve AJDA PEKKAN

Okulumda genç bayan meslektaşlarım sağolsunlar, hep sevildiğimi hisettirdiler bana.
Pırıl pırıl gözleriyle yanıma yaklaşıp,
"Ne yapmalıyım  ben şimdi?" dediler sık sık...
Cevap aradıkları sorular,
"kadın OLMAK, öğretmen OLMAK, anne OLMAK, eş OLMAK, evlat OLMAK...vb"ile ilgili oldu hep.
💢💢💢
O kadar çok OLMAK 
O kadar çok SORUMLULUK
ve senden yapman için beklenilen
O kadar çok ROL var ki...🙄
🌹Hepsi de yakana yapışmış, en iyisini yapmanı bekliyorlar.
Azıcık bu rollerden birini öne çıkarsan, 
öbürkü bas bas bağırıyor en önemli benim diye.
Ses o kadar yüksek ki,
kendi sesini duyamaz oluyorsun bir noktadan sonra.

🌹Oysaki öyle miydi yaaa?
Anne-baba ocağında,
Üniversite yıllarında,
Çalışmadan,
Evlenmeden,
Anne olmadan,
Sadece kendinle baş başayken.
Nasıl da yüksekti sesin, bahardaki kuş misali...


"Eveeet hocam ne de güzel tanımladınız! "diyorlar ve devam ediyorlar. “Hayat bu mu? Biz böyle hayal etmemiştik oysa ki. 😩Nasıl geçer bu rollerin ağırlığıyla yıllarımız?"...
💢💢💢
Genç meslektaşlarıma
"Yaklaşın bakayım yamacıma" diyorum.
Sonra da soruyorum.
"Sağlığınız yerinde mi?"
"Çok şükür hocam" diyorlar.
"O halde şimdi tüm formülü  maddeler halinde veriyorum. Hazır mısınız güzeller?
"Hazırız hocam!"

"Biiir-Sakin kal, GEÇECEK.
 İkiii-Abartma, herkes gibi sen de BAŞARACAKSIN.
Üüüç-Unutma, sabırla yürümeye devam edersen tünelin sonunda ışık seni BEKLİYOR.🥰

"Böyle düşününce darlanmamız geçecek mi hocam?...😰"

"Daha son maddeyi söylemedim. Şimdi iyiceeee yaklaşın bakayım yamacıma" diyorum. Nefeslerini tutmuşlar ağzımın içine bakıyorlar:)
"Çok darlandığınız anda kesinlikle AJDA dinlenecek veee AJDA PEKKAN dinlenirken de içinizden, 
10 kez  BEN AJDA DEĞİLİMBEN AJDA DEĞİLİM 😃 denilecek, anlaşıldı mı canlar? Muhtaç olduğunuz kuvvet ,damarlarınızda ki asil kanda mevcut. Şimdi marş marş mutfağa,
o bulaşıklar sizi bekliyor..." diyorum.😊

"Hocaam son söyledikleriniz olmadı yaaa" 🙄

🌹🌹Oldu, oldu, bal gibi de oldu. Kaç yıllık hocayım,
Kaç yaşında da KADINIM.
Siz de gelin bakalım benim yaşıma, o zaman siz de her şeyi çözmüş olacaksınız...😉

Ben de, Ajda'nın taş gibi hatunluğunu düşünmemeye çalışarak,"Ben de değiştim sevgilim en az senin kadar.
İnan ki her yaşın bir güzelliği var.
Yüzündeki çizgilerinle saçındaki beyazlarla,
Benim için eskisinden daha güzelsin.
Bırak varsın geçsin yıllar,
Bitsin artık bu korkular..."
                      diyerek mutfağa ve bulaşıklara doğru ilerliyorum...😎


🦋 8 MART KADINLAR GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN!🦋

                                








Mart 06, 2024

BİR TÜRKÜ BİR HAYAT HÜZÜNLÜ BİR HİKAYE

 

DEĞME FELEK DEĞME ELİME BENİM 

Gerçek adı Muammer Badem olan Aşık Özlemî, halk ozanları geleneğinin temsilcisiydi. Amasya’ya bağlı Gümüşhacıköy ilçesi İmirler köyünde 1957 yılında dünyaya gelmiştir. 

Lisede bir kıza aşık olur, kızda onu sever. Hiç ayrılmayacaklarına, her zaman buluştukları ağacın altında söz verirler. Sevdiği ona, her zaman cebinde sakladığı isminin baş harfi oyalı mendilini bu ağacın altında hediye eder. 

Özlemi, liseyi bitirdikten sonra Ankara Basın Yayın Yüksek Okulu’nu kazanır ve sevdalısı ile okulu bitirdikten sonra evlenecekleri sözüyle vedalaşırlar.

1980 ihtilali olmuştur ve Aşık Özlemi”nin “BİTANEM” şiiri Devrimci Yol Gençlik Derneği’nin panosunda asılı olduğu için dernekle ilgisinin olmamasına karşın tutuklanır ve hayatının iki buçuk yılı cezaevinde geçer. 

Okul hayatı da bitmiştir. Cezaevinden çıktıktan sonra ailesinin yanına döner. Çektiği acıları sevdiğini düşünerek unutmaya çalışır. Ailesine, sevdiği kızı istemelerini diler. Anne ve babası kızı istemeye gider ancak, kızın ailesi; bizim hapislerde yatan bir kişiye verecek kızımız yoktur diyerek kızlarını vermezler. Vermedikleri gibi kısa bir süre içinde başkasıyla evlendirirler. 

Aşık Özlemi”nin yüreğine hiç sönmeyecek bir ateş düşmüştür o anda.

Özlemi,yeni besteleriyle sanat camiasında iyice tanınmaya başlamış,konserlere,televizyon ve radyo programlarına daha sık katılmaya başlamıştı.

Sakin,mütevazı bir hayatı vardı.Bir gün,kendisini derinden üzen bir haber aldı. Yıllar önceki sevdiği kız ölmüştü. 

Donuk bir tavırla tepki vermişti.Çünkü,içinde hala kırgınlık vardı. Ama içine ikinci bir ateş düşmüştü. Hayatını kaybeden eski sevdiği kızın yakınları ısrarla onun cenazeye katılmasını istiyorlardı.

Ancak Özlemi,kararlıydı gitmeyecekti.Fakat gelmesi için ısrar ediliyordu. Ve,ısrarın nedeni sonunda açıklandı.. Hayatını kaybeden sevdiğinin bir vasiyeti vardı. Yakınlarına bir ağaçtan bahsetmiş ve o ağacın altında toprağa verilmek istemiş.İşte o ağacın yerini bilen tek kişi kendisiydi.

Özlemi, bir radyo programına konuk olur. Sevdiğinin ölüm haberinin acısı hala yüreğindedir. Programda ilk türküsünü söylemesi istenir, ancak Özlemi”nin aklına yüzlerce türküden hiç birisi gelmez. 

O anki hisleriyle sazının teline vurur ve ağzından şu dörtlükler dökülür:

🌹Bugün benim efkarım var, zarım var

Değme felek değme telime benim

Gül yüzlü cananı yar yar elden aldırdım

Ecel oku değdi yar yar gülüme benim

Değme felek değme telime benim🌹

Özlemi,o anki duygularıyla bu türküyü çalıp söylerken duygulanır ve türkü bittikten sonra cebinden sevdiğinin baş harfi oyalı mendilini çıkarır ve göz yaşlarını siler. (Alıntı)

🌷🌷Dostlarım Aşık Özlemi’nin aşağıya belgeseli de ekliyorum…🌷🌷